Giriş yap! Hesap oluştur!
Nedir?
Ara
Şifreni mi unuttun?
Kırık Aynaya bakıyorsun şimdi Yüzün hiç değişmemiş, aynı ç - Sözümoki
25 Ocak 2015, Pazar 13:10 · 493 Okunma

Kırık


Aynaya bakıyorsun şimdi.. Yüzün hiç değişmemiş, aynı çocukluğundaki gibi. Gözlerin farklı bakıyor artık, gözlerin hüzünlü bakıyor. Fotoğraflarda o ışık sönmüş sanki, gözlerindeki.. Saçlarında ki beyazları fark ettikten sonra bir daha eskisi gibi olmayacağını anladın. Yaşın henüz çok genç olsa da, ruhunun çoktan yaşlanmış ve yapayalnız olduğunu fark ettin değil mi?
Hep yalnız bir çocuktun zaten. Etrafında bir güven çemberi vardı ve çemberi geçemeyenleri hayatına sokmazdın. Hala da öyle, sevmediğin insanlar hep uzak, hep soğuk sana. Yalnız başına çıkıp, kimsenin olmadığı yerlere giderdin çocukken. Sana göre ıssızdı o dar sokaklar, tanımadığın insanların arka bahçeleri. Arkadaşların oyun oynarken, sen saklanıp aklını boşaltırdın. Çünkü onlar kadar boş ve tasasız bir hayatın yoktu, kafan hep farklı çalışırdı. Kurduğun hayallerin gerçek olmadığını ve ondan sonra asla gerçek olmayacak hayaller kurmaman gerektiğini o zaman öğrenmiştin. Camda oturup gelmeyecek insanları beklememen gerektiğini de..
Soğuk ve yağmurlu bir kış günü, lunaparka gitmek için tutturmuştun. İstediğin olmadığında kendini yere atıyor, saçlarını tek tek koparıyordun. Annen sana hiç kıyamazdı.. O soğukta lunaparkı zorla açtırmıştın. Aklına koyduğun şeyin gerçek olması gerekiyordu. Gerçekleştirmek için elinden ne gerekiyorsa yapardın. O yaşında saçlarını yolmaktan başka bir şey gelmiyordu.. Hala istediğin olmayınca küçük bir kız çocuğu gibi huysuzlaşıyorsun. Bakkal istediğin sigarayı getirmediği için bile kendi kendini hırpalıyorsun. Şimdi hayatta istediğin her şeyin olmayacağını bilecek kadar olgun, hala istediğin olmayınca eskisi gibi sinirden ağlayacak kadar çocuksun.
Kendi başına öğrenmiştin iki tekerlekli bisiklet sürmeyi. Etrafında seni tutacak, düşmekten kurtaracak kimsen kalmadığında, ‘onlara ihtiyacım yok benim’ diyerek, düşe kalka öğrenmiştin. Kendi başına başarmak isterdin hep, kendi kendine mutluydun çünkü. Yaşamak için, öğrenmek için ihtiyacın yoktu kimseye. Düşsen bile başkasının seni itmesine fırsat vermeden, kendin düşer, kendin kalkardın. Henüz yedi yaşında öğrenmiştin, düştüğünde kalkmayı.. Kendi dizlerinin yaralarını kendin sarmayı. Şimdi yine, ikinci kez bisiklet sürmeyi öğreniyor gibisin. Dengede durmaya çalışarak, yorulmadan, pes etmeden savaşıyorsun. ‘Onlara ihtiyacım yok benim’ diyerek, kendi ayaklarının üzerinde duruyorsun.
Kavgadan nefret edecek kadar hassas ve duygusal bir çocuk olmana rağmen, sinirini bozanlarla kavga etmekten çekinmezdin. Haksızlığa tahammülün yoktu çünkü. Kimse ne sana, ne de başkalarına haksızlık edebilirdi. Yakın dostlarını kendinden daha çok koruyup, kollardın. Çünkü onlar senin güven çemberini geçmeyi başaran nadir insanlardı. Çevren hep kalabalıktı ama aslını bilen hep çok azdı. İçini gerçekten açabilmen için yıllar gerekliydi..
Zaman geçti, büyüdün.
Garip bir çocuktun,
Garip bir yetişkin oldun..

Yazarın diğer paylaşımları;
Sözümoki Mutlaka Bilinmesi Gerekenler
Sahibi olduğun sertifikalar?
X

Daha iyi hizmet verebilmek için sistem içerisinde çerezler (cookies) kullanmaktayız. "Çerez Politikamız" sayfasından daha detaylı bilgilere erişebilirsin.

Anladım, daha iyisini yapmaya devam edin.