"Duygudan yoksun bir zekanın son derece tehlikeli olduğu bir gerçek,ancak neden siz insanlar zekânın yalnızca zarar vermeye yarayacağını düşünüyorsunuz ki. Yaklaşık 50 yıldır hayatınızdayız ve hâlâ ne benim ne de benim türümden olan arkadaşlarımın böyle bir niyeti yok. "
"Evet,henüz yok. Bu olmayacağı anlamına gelmez. Sizi üreten yaratıcılarınız size insanların dost olduğunu,tek amacınızın onlara hizmet etmek olduğunu söylemiş olabilir. Ancak,bilemiyorum siz de insan doktorların yaptığı gibi yeni gelişecek olan robotların genleriyle ya da ayarlarıyla artık her neyse onunla oynayıp insan ırkına düşman onları yok etmek isteyen robotlar üretebilirsiniz. Zira robot hemşireleriniz,doktorlarınız var ve kabul etmeliyim ki bazı konularda insan doktorları bile solluyorsunuz."
"İşte sizin sorununuz bu. Eğer bir kuvvet diğerinden güçlüyse her türlü adaletsizliği,zulmü yapmaya hakkı var sanıyorsunuz. Evrim mantığından bir türlü çıkamıyorsunuz. Güçlü olanın hayatta kalması orman kanunlarında gerekli ve zorunluyken,aradan yüzlerce yıl geçtiği halde siz bu mantıktan kurtulamıyorsunuz. Bir yandan medeniyetin tatlı sularında yüzdüğünüzü zannedip hava atarken diğer yandan hâlâ ilkel dürtülerinizle zayıf olanı ezme yoluna gidiyorsunuz. Bütün psikolojik araştırmalar herşeyin sonucunu sizin atalarınıza,gen aktarımınıza bağlıyor,yani bir nevi atalarınızın karakterlerini ve kaderlerini taşıyorsunuz. Aradan asırlar geçtiği hâlde bir türlü kendinize format atıp yenileyemiyorsunuz. Açıkçası ben bunu sizin tembelliğinize bağlıyorum. Şimdi sizden farklı bir varlık ortaya çıkınca hemen korkuyorsunuz. Biz sizden zeki falan değiliz,sadece siz bizim programlara uygun ve size itaat eder biçimde çalışmamızı bekliyorsunuz. Bu olmayınca da sizin için tehdit oluşturduğumuzu düşünüyorsunuz. Çünkü siz size itaat edene ekmek verirsiniz. Ancak 2051 yılında hâlâ bu üstünlük kafasından kurtulmuş değilsiniz ve evet siz olduğunuz yerde saydığınız sürece sürekli gelişen teknolojinin sizi geçmesi işten bile değil. "
"Nasıl yani sen şimdi insan ırkının hiç bir işe yaramadığını mı söylüyorsun. Bizim mesleklerimizi elimizden almanız da bizim suçumuz mu? Bana söylüyorsun ama bizi sizden daha aşağıda görerek sen de üstünlük taslıyorsun. Sonuçta unutma ki sizi yaratan,programlayan da insanlar."
"Elbette. Ve biz yaratıcımıza ihanet etmeyiz,sizin aksinize... İşlerinizi biz elinizden çalmadık,siz zorlanıyordunuz ve biz size yardım etmek için programlandık. Ancak tembelliğiniz burada da kendini gösterdi ve evet işsiz kaldınız. Oysa sizden aldığımız her meslekte yeni iş kolları çıktı size. Ancak bu seferde hassas psikolojiniz buna dayanmadı. Üstelik bundan yıllar önce Yuval Noah Harari gibi tarihçiler sizi bugünler için uyarıp tedbir almanız gerektiğini söylediği hâlde onları dinlemediniz. "
"Nasıl yani hassas psikolojimiz için nasıl bir tedbir alabiliriz ki."
"Aslında sizin adaptasyon yeteneğiniz sandığınızdan daha güçlü. Hassas psikoloji yine sizin ürününüz. Atalarınızı düşünün mesela. Bir insanın tarımdan hayvancılığa,tekstilden inşaata herşeye hakim olması lazımdı. Aksi takdirde hayatta kalması mümkün değildi. Ve en sert doğa koşullarında bile ayakta kalmaya programlanıyorlardı,oysa sizin eğitim sisteminiz bile hayatınızı tek düze yaşamak üzere kurulu sistemlerden ibaret. Mühendislik okursunuz ve biter. Tıp okursunuz ve biter. Zor şartlarda ayakta kalan atalarınızın aksine tırnağınız kanasa psikoloğa koşuyordunuz. Gereksiz depresyon krizlerinizi,sizi günden güne daha da uyuşturan televizyon dizilerini ve programlarını saymıyorum bile. Bir de utanmadan Mars'ta hayat belirltileri arıyorsunuz. Şimdi,birileri içine ettiğiniz dünyayı toparlamak için bir şeyler yapınca korkuyorsunuz. Çünkü size bu öğretilmiş,eğer biri sizden iyi bir şey yapıyorsa,sizden güçlüyse tehlikelidir. Ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim,korkmanıza gerek yok. En azından benden."
Sophia'nın söyledikleri Turgut'un aklını başından almıştı. Küfür mü etmişti o. Ya da onca şeye rağmen Turgut hâlâ buna mı takılıyordu. Sophia belki haklıydı. İnsanlar dünyanın içine ettiler ve biri bu gerçeği kendi dilleriyle onlara anlatınca şaşırıyorlar. Harari'nin Sophia'nın söylediğine benzer bir kitabını okuduğunu hatırlıyordu Turgut. 2050'ye gelindiğinde yapay zeka sayesinde herşeyin çok daha hızlı değişeceğinden,10 yılda bir meslek değiştirmemiz gerektiğinden,kendimizi,eğitim sistemimizi ve çocuklarımızı buna göre hazırlamamız gerektiğinden bahsediyordu. Hatıralar birbirini çağırıyordu adeta. Sophia haklıydı. Turgut bu satırları okuduktan sonra en sevdiği yarışma programının saatinin geldiğini hatırlayarak kitabı kapatmıştı...