KİTAP FUARI COŞKUSU

Geçen yıl pandemi nedeniyle, Ege’nin bir sahil kasabasında ikamet ettim. Her ne kadar bahçeli bir ev, zeytin ormanlarının dibinde ve denize yakın bir muhit olsa da pek mutlu değildim. Hem covid’in sıkıntısı, hem de Bursa’mdan uzak kalmanın hüznü vardı içimde. 2019 yılını Bursa’da her hafta düzenlenen edebiyat ve yazı akademisi ile geçirmiştim. Ayrıca yeni de kitabım çıkmıştı fakat pandemiden dolayı birkaç imza günü yaparak Ege’ye gitmek durumunda kalmıştım.
Kaz Dağları’na bakarken Uludağ’ı, yatsı ezanı okunurken de, her akademi çıkışı akşam namazına gittiğim Ulucami’yi gözümde canlandırıyordum. Hatta hocanın o lahuti okuyuşunu dinlerken gözlerimi kapatıp kendimi Ulu Cami’nin içinde hayal ediyordum. Bu günlerin de elbet geçeceği umudu ve duasıyla memleketime, edebiyat günlerine kavuşacağım zamanı bekliyordum.
Ağustos ayında iş sebebiyle Mudanya’ya yerleştim. Aylar süren hasretin ardından nihayet Bursa’ma kavuşmuştum. Tam 1,5 yıl ayrı kalmıştık. Şehreküstü metrosundan yukarı çıkıp ilk adımımı attığım andaki o mutluluğu anlatamam. Fomara’ya, Demokrasi Meydanı’na, Kapalı Çarşı’ya hem hasretle bakınıyor hem de sevinç gözyaşları dökerek ilerledim. Bütün asaleti ve heybetiyle beni karşılayan Ulu Cami sonunda göründü. Öğle namazını cemaatle kıldık. Ağzımda maske olsa da onun farkına bile varmıyordum. İçim öyle huzur dolu ve öyle mesuttum ki!
Cami çıkışı Kozahan’a ve Tayyare Kültür Merkezi’ne gittim. “Heeyy ben geldim!” dedim. Tıpkı 1,5 yıl önce olduğu gibi. Onlarla da hasret giderdikten sonra instagramdan Bursa Büyükşehir Belediyesi Kültür Şube Müdürlüğü’nün sayfasına bir göz gezdirdim. “İnşallah bu yıl yine edebiyat etkinlikleri vardır.” Diye dua ederken, Kültür Akademisi etkinliklerinin başlamış olduğunu gördüm. Heyecanla hemen edebiyat ve şiir kulübüne kaydoldum ve haber beklemeye başladım.
Birkaç gün sonra baktım, başvurum kabul edilmiş ve whatsapp’tan Edebiyat ve Şiir Kulübüne eklenmişim. Kültür Akademisi idarecisi Erdinç Bey, 6 Kasım Cumartesi günü, Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi’nde ilk toplantımızın gerçekleştirileceğini belirtti. 3 gün bana 3 ay gibi gelmişti. Cumartesi günü geldi ve Kültür Merkezi’ne (Eski Bıçak Müzesi) koşarak gittim. Daha cümle kapıdan girişte sanki tarihe bir yolculuğa çıkmış gibi hissettim kendimi. İki katlı tarihi bir konak, bahçenin duvarlarında Mehmet Akif Ersoy üstadın şiirleri ve fotoğrafları, büyük ve yaşlı çınar ağaçları, masanın üzerine ve yerlere dökülmüş sarı sonbahar yaprakları…
Erdinç Bey, hocamız Kerem Bey ve arkadaşlar ile tanıştık, sanki kırk yıllık dostlarmışız gibi hasbihal ettik, ne tür ekinlikler yapabileceğimiz konuştuk. Sonrasında Erdinç ve Kerem Beyler bize konağı gezdirdiler. Girişte mis gibi ahşap kokusu karşıladı bizi. Ardından, tahta merdivenlerin gıcırtısı, sedirli odalar, kitaplar ve tabii Üstadın şiirleri ve fotoğrafları…
Edebiyat dostlarıyla 6 haftadır birlikteyiz her cumartesileri. 3 Aralıktan beri de farklı bir heyecan içerisindeyiz. Kültür Merkezi Müdürü Fahrettin hocamız bu yıl bir ilke imza atarak biz ‘Bursalı Yazarlar’a kitap fuarında imza günü düzenlememize öncülük etti. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği 2. Kitap Fuarı, 3-12 Aralık tarihleri arasında Merinos AKKM’de gerçekleştirildi. Fuarın kapanış günü olan 12 Aralık, ben ve 4 yazar arkadaşımın imza günü vardı. Bursa’da bir ilk olduğumuz için gururlu ve hayatımın da ilki olduğu heyecanlı, coşkulu ve çok mutlu bir gün geçirdim. Sevdiklerimizin ve hocalarımızın da bizimle olmaları bizleri daha da mutlu etti.
Ege’deki sahil kasabasında ettiğim dualar misliyle kabul olmuş ve Rabbim bana hayal bile edemeyeceğim güzellikler nasip etmişti. Biz yeter ki azim, çaba ve dua ile ve Allah’ın vereceğinden emin olarak tevekkül ile isteyelim. Bunları gerçekleştirdiğimiz sürece olmayacak hiçbir şey yok!
Vesselam…