Karlı bir şubat akşamı ders çıkışı yürümeye karar veren Tuna bey, günün stresini bazı zamanlarda bugün olduğu gibi yürüyüş yaparak atıyordu... Tuna bey, Kızılırmak üniversitesinde on yıldır öğretim üyesi olarak çalışıyordu. Yoğun ders programına rağmen işine severek yapıyor ve öğrencilerine olabildiğince yardımcı oluyordu... Şimdiye kadar, Osmanlı'da Meşruiyet Süreci,
Balkanlarda Hakimiyet Devlet i Ali Osman in Gölgesi
İmparatorluğun büyük bahçesi Anadolu kitaplarının yazmıştı...
Onu tanımayanlar gamsız bir hali var gibi düşünebilirdi ama gerçekte hiç öyle değildi. Eşini iki yıl önce kaybettiği gün onun için dönüm noktası olmuştu... O güne kadar büyük umut vaat eden bir öğretim üyesi olarak herkes tarafından dile getiriliyordu. Aslında şimdi de öyleydi ama kendi kendine bir söz vermişçesine bir başıboşluk ortaya çıkmıştı. Yeni bir oluşuma ihtiyacı var olduğu Tuna beyin. Bunu da en iyi kimin yapacağı çok iyi biliyordu. Kendisiydi bu. Şehre ait yeni hikayeleri unutalı çok olmuştu. Kızılırmak kış uykusuna yatalı çok olmuştu...Tarihi konaklar yağan karla beyaza boyanmış ve masal diyarını andıran bir görüntüye ulaşmıştı...Tuna beyin kaldığı yer eski bir yapıydı. Yapının dış görüntüsü bir hani andırıyordu....