Korkular genellikle çocukluk yaşlarında yaşamımızın bir köşesine siner. Bazen basit bir olay yüzünden ediniriz onları. Bazen de hiçbir sebep olmaksızın gelip içimize çöreklenirler. Korkuların temeli bizim onları zihnimizde ne denli büyüttüğümüz ile alakalıdır. Bu yüzden bazı insanlar bir ayı ile boğuşmaktan bile korkmazken, bazıları küçük bir böceğin korkusuyla evden kaçmaya çalışır. Korkularla yüzleşmek tam da bu noktada devreye girer. Gerçekten onlar korkutucu olduğu için mi bu denli endişeleniyoruz? Yoksa içimizde anlam veremediğimiz bir boşluğa yüksek sesle bağırdıkları ve bizi o günlere geri götürüp ürküttükleri için mi? Belki de her ikisi. Sebep ne olursa olsun korkularla yüzleşmek, yaşam kalitesinin yükseltilmesine olanak sağlar.