Sırf bir bağı koparmamak için , iplerinden kaçıyorum içimin. Ve içimin bundan haberi yok. Bir tahmin gibi değilde ısrarlı bir tehdit gibi susuyorum. Ve dilimin de ,
bundan haberi yok.
Bunca süre çabaladığın şeyin , artık sana göz kırpmasını beklemenin ne garipliği olabilir ki ?
"Başkasının kalbinden kendini seviyor olmak." Bir yürek izdüşümü gibi, boylu boyunca..
Çok geç alınmış bir kararın aynada ki yanlışlığı önümü kesiyor şimdi.
Öfke iyi niyetimi kötüye kullanıyor.
Kimseye uğramam ben ,
Sana uğramadan diyen.
Nasıl tarif etsem.
Mevsime narin bir sızı hücum etti.
Ben güneşi kurtaramadım.
Çünkü içimde sana bakarken,
Güneşliği yırtılmış bir perde vardı desem.
Ya da ;
Kapıya kadar ugurladığın bir yarayı. Çay içip şiir okumaya çağırmışsın. Gibi bir his desem.
Melül melül bakarsın suratıma bilirim.
Dilimin ucunda kalanlardan ibaret bu dünya.
Ekim aynı körpeliğiyle vedada.
Kimsenin kimseye ne bir cam kenarı ,
Ne de bir can kulağının bulunmayışı aklımda.
Kıymetini anlıyorum da , anlamak yetmiyor.
Kayıp galaksileri gözlerine benzetmemin,
Soy adımla bir alakası yok mesela.
Ben seni anlatacak kadar göğ bulamıyorum.
Üstelik sana oylece bakakalmanın yöresi yanaklarımda geziyor.
Sen beni olasılık yığınlarının arasında , bir kavgadan çıkar gibi unutma. Ağır çekimli bir yalnızlıkta dinleniyor kelimelerim. Ben sana yazmadan yaşamayı öğrenemedim.
Bekleyenlere teselli edecek tek odalı tebessümler aradım hep. İyilerini tezgah altına saklayalım mı bu duyguların ?