Bir insanı tanırsın, davranışların değişir, dualarında aradığın sevdiğine kavuşursun dünyan değişir.
Yüzündeki hüzün bu dünyaya, tebessüm Allah’adır.
Birini sevdiğinde şunu düşünmeli insan: “Sevdiğim bu kadar güzelse, onu yaratan nasıl güzeldir?!”
Bir hikayesi, bir şarkısı olacak insanın. Anlat dediklerinde anlatacağı, ağla dediğinde ağlayacağı...
Uykudan uyanıklığa geçiştir çünkü sabah namazı. Uyanmak, talip olduğunuz dertle yanıp olgunlaşmaktır.
Gönlün dile dökülmesi kolay değildir.
Kimi sevmeli, güzeli mi,
güzel yolları sevdireni mi?
Ama mesele aşkı şiir sanmak değildi ki, aşka şiir olacak kadar yanmaktı.
Siz siz olun, bir yere gitmek içinizden geliyorsa ve orası helal ise mutlaka gidin, belki o yerin sahibi sizi çağırıyordur.
Zıtlıklar güzelliktir insanlığın olduğu yerde...
Yaşlanıyordu insanlar. Evet, severken yaşlanabilirdin, özlerken de. Kader işte, kimi severken yaşlanır kimi de özlerken...
Aşık, bol bol teheccüd namazı kılar çünkü gece kılınan namazlarda sırların saklı olduğunu bilir.
Dertsizler uyudu, bize kaldı ne varsa...
Kağıt kaleme sarıldı, biz yalnızlığımıza...
Bazen kavuşamazsın. Kavuştuğunun farkına varmadan ayrı kaldığını sanırsın.
Öyle işte, insan alışıyor her şeye. Sevmeye bile alışıyorsun da, sevdiğini unutmaya alışamıyorsun işte.
Bazı anılar ağlamayı güzel kılıyor adeta.
Kimse yoksa O var. Kimse duymasa O duyar. Varsın sarılacak insanlar olmasın.
Allah’a talip olanları, Allah vuslatsız bırakır mıydı?
Sizi tamamlayacak olana kavuşmanız duasıyla.