Allahın kutretine iman ile o küdrete tatmin olmak arasındaki farkı ancak ve ancak hayatın imkansızlığı karşısında ilahi bir kuvvetin iradesini
hissederek ve şahit olarak açıklana bilir olduğunu belirte biliriz.
Hakeza birçok engel içerisinde imkansızlığı başarmak ilahi iradenin tecellisin den başka bir şey değildir.
Çüzi iradelerin irade anındaki telaşı endişe ve kendi nefsine inancı da iradeyi mutlak sahibinin tecellisi ile karar ve tercih ile neticelenir.
Şunu idrakte menfaati çok olan bir husus var ki oda irade ve emir arasındaki farktır.
Her irade emri talep eder.
Her talep edilen ya vaki olur yada olmaz.
Her emir bir irade sonucu vaki olur.
Vaki olan emir ya bi nefsihi-zat ile yada ğayrı nefsi-zat ile Vaki olur.
Bi nefsihi-zat Vaki olan emrin kişinin kendi irade edup imkan neticesinde gerçekleştirmesidir.
Ğayrı nefsi-zat kişinin irade etmeyip harici etken sebebiyle farkında olarak yahut olmayarak yaptığı emirlerdir.
İlk Vaki olan emrin vukusundan mükellef olur.
Saniyen bu emir cüzi irade neticesinde Vuku bulmuştur.
İkincisi bunun zıttı dır emir sahibi teklifi yolla yahut bila aklin yaptığı emirdir.
Hulasa her emir bir irade sonucu Vuku bulur bu ya ukalanın cüzi iradeleri neticesinde mutlak iradenin tahtında Vuku bulur.
Yahut ta mutlak iradenin muradı sonucu cüzi iradenin aciz kaldığı mutlak emir Vuku bulur.
Her irade ve emir mutlak irade ve emir den birer cüzdürler.
Tehayyul ve teaccup iradeden olup olmadığı konusunda ehli akıl nazarında ihtilaf vardır.
Bizim reyimiz Tehayyul iradenin emri olup teaccup bunun haricindedir.
Hayvanatta iradenin varlığı hususunda ehli ilm ve akıl ihtilaf etmiştir.
Taraflar delillerini serc ittiklerinde ilm ehli irade natıkıyyet sahibi olan canlılarda olur der.
İçlerinden bazısı bu natıkıyyet sadece ins ve cin de değil diğer canlılarda da var der fakat onların nutku insan ve cin gibi değil bundan sebeb beşeri haslet ler kamil surette onlarda bulunmuyor der yine içlerinde bazısı bu rey üzere bir farklı acıdan ekleme yapar ve ayet ile görüşlerini delillendirirler.
Nihayet Karınca vadisine geldiklerinde, bir karınca şöyle dedi: “Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin; aman, Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesin.
Sizin yaratılışınızda ve yeryüzüne yaydığı diğer kımıldayan canlılarda bilenler için deliller mevcuttur.
Casiye 4
Ve hudhud kuşunun Süleyman a.s ma gördüklerini beyan itmesi.
Onları bir kadın hükümdarın yönettiğini gördüm; kendisine her imkân verilmiş; bir de muhteşem tahtı var. Ancak onun ve halkının Allah’ı bırakıp güneşe secde ettiklerini de gördüm. Şeytan onlara yaptıklarını güzel göstermiş, böylece onları yoldan alıkoymuş; bu yüzden doğru yolu bulamıyorlar.
Neml suresi 23- 24
Bu nasların hayvanların da akıl sahibi olduğu yönündeki görüşü kuvvetlendirir.
Ehli akıl ise hayvanların bütünü için akıl söz konusudur bu akıl miktarınca irade vardır ve bu irade hissin ğalebesi altındadır yani iradesi akıldan ziyade hissin doğrultusunda hareket eder ve bu akla mâni olmaz bazen his ve akıl müsavi olur der.
Fıtrat ve irade bir birbirlerine bağlı iki ayrı özelliktir.
İlk nazarda çelişki gibi yansıyan bu tarif aslında böyle olmadığı isabet üzere bir tarif olduğu fakih akıl sahipleri için ayandır.
Fıtrat canlının doğumla birlikte kazandığı hissi ve cismi özlelliklerdir.
İrade ise fitratın parçası olan his yahut şuur ile gerçekleşen özelliktir.
Bunların misalleri kainatta fazlasıyla mevcuttur.
Doğan bir kedinin gözleri görmemesine rağmen annesinin sütünü isteyip onu emmesi gibi bu fıtratın hissi iradesi sonucu Vuku bulur.
İradenin fıtrat tan ayrı olduğu kısma gelince
Bunu kavi bir misal ile örneklendirelim. şimdi cinsi birliktelik arzusunun fıtrattan olması külliyen ittifaklıdır. Bu hususta kimse ihtilaf etmemiştir. Binaen aleyh bir kadının bir erkeği arzulamasından ve bir erkeğinde kadını arzulamasından daha doğal ne olabilir.
Bundan dolayı İslam hukukunda bekar olup zina edene 80 celde cezası uygulanır. Bu fıtratı usulsuzce gerçekleştirdiği içindir. İllet bakımından baktığımızda en isabetli illetin sulbün ve neslin şekke düşmesidir.
Evli olanların recmi konumuzun dışında kalıyor.
Esasen konuya olan misalimiz eş cinsine arzu duyanlardır.
Şimdi konuyu daha geniş bir yelpazede inceliyelim düz mantık nazarıyla.
Cinsellik fıtrattandır.
Her fıtrattan olan insan için mübahtır.
Eş cinsellerde aralarında cinsi birliktelik yaşıyorlar.
O zaman eşcinsellik mübahtır.
Böyle bir kazıye ançak ve ançak ilimden ve idrakten uzak olanlar tarafından yapıla bilir.
Fıkhı incelik şudur ki : Cinsellik fıtrattan olup karşı cinse muttasıldır.
Yani karşı cinse duyulan arzu fıtrattandır.
Bir kadının başka bir kadına bir erkeğinde başka bir erkeğe arzu duyması fıtrattan değil şeytan ve nefisdendir.
Delaili şer-iye ve akliyeyi beyan ettiğimiz vakit reyimizin isabet olduğu aşıkardır.
Lût’u da (peygamber gönderdik). Kavmine dedi ki: "Sizden önce insanlardan hiçbirinin yapmadığı fuhşu mu yapıyorsunuz?"
Çünkü siz, kadınları bırakıp da cinsel tatmin için erkeklere yanaşıyorsunuz. Doğrusu siz haddi aşan bir topluluksunuz."
Araf suresi 80-81
Lût’u da hatırla! O kavmine, "Göz göre göre hâlâ o hayâsızlığı yapacak mısınız? Gerçekten siz kadınları bırakıp da şehvetle erkeklere mi yöneliyorsunuz? Doğrusu siz değerleri bilmeyen bir topluluksunuz" demişti.
Fakat kavminin cevabı, "Lût ailesini ülkenizden çıkarın; kuşkusuz onlar (ahlâkça) temizlik taslayan kimselermiş!" demekten ibaret oldu.
Neml suresi 54-55-56
Özellikle neml suresinin 56. Ayeti şer-i anlamda en kavi delilimizdir. Nitekim burada ifade edilen onlar temiz ünsiyetli kimseler. alay vari söylenen ve müşriklere ait olan bir sözdür.
Lut aleyhisselam’ın kavminden bir topluluk livata fiilini işlemekteydiler yani eş cinsleriyle birlikte oluyorlardı.
Fakat atlanılan bir husus var bu toplum kendi arasında bu işi yapmıyor bilakis yabancı toplumlardan olan kişilere yollarını kestikleri kervanlarda yakaladıkları erkeklere v.s yapıyorlardı.
Bu olay üç şeye delalet ediyor birincisi bunun pis, kötü ve fıtrata aykırı olduğunu bildiklerine çünkü kendi aralarında bunu yapıyorlardı.
İkincisi bunu kendilerine yaptırmamaları yani kitap lısanıyla meful konumuna düşmemeleri.
Ifhamdan aciz kalan kimse için daha ayan etmek icab eder ise : alta yatmayıp üste olmaları deriz.
Son olarakta bu kavmin Lut aleyhisselâma ve ona tabi olanlara söyledikleri alay vari kavil.
Buradaki alay sıradan bir alay değildir. Burada onlar fıtratın mücibi olan güzel ve temiz ünsiyeti itibarsızlaştırmak için hafife alıp toplum içinde alay konusu yaparak fıtratın aslından olan bir şeyi iztihza vari bir tavirla gözden düşüre bileceklerini düşündüler.
Vel hasıl şer-i delillerden anlaşılan livata günümüz tabiriyle gaylık ve lezbiyenlik fıtrat sonucunda değil harici bir irade sonucu Vuku bulan pis bir iştir.
Akli istidlalimize gelince
İnsanlık tarihinde ilk kez eşcinsellik Mübtelâ sı olan kavim Lut kavmidir. Onların evvelinde hic bir medeniyet ve toplumda böylesi bir şey görülmemiş ve yaşanmamıştır.
İlk kez Lut aleyhisselam’ın döneminde onun kavminde çok azınlık bir grup tarafından yapılmaya başlanmıştı.
Bu olay
Bu insanlık tarihinin adem a.s ile başladığını kabul edenler içindir.
Maymundan yahut tesadüfen var olunduğuna iman idenlere ise onların huccet ve delil mesadırları olan bilim ve tıp ile icabet ideceğiz.
eşcinsellik; özgür bir tercihin değil, çocuklukta yaşanan travmaların bir sonucudur. Bu açıdan baktığımızda da, eşcinsellik ruhsal bir bozukluktur, bir cinsel eğilim bozukluğudur, bir cinsel kimlik bozukluğudur.
Eşcinselliğin nedenleri genelde Rol modellerin yanlış alınması, hormonsal bozukluklar, çocukluk döneminde şiddete maruz kalmak, tacize ve tecavüze uğramak çocuklukta karşı cinsle ilgili yaşanmış kötü bir deneyim, ciddi aile sorunları, aşırı otoriter bir babanın varlığı, baba veya figürlerinin çocuğun hayatında olmaması, aşırı duygusal veya içine kapalı bir yapıya sahip olunması, erken boşalma, iktidarsızlık, vajinismus veya disparoni gibi cinsel işlev bozuklukları nedeniyle yaşanan başarısız ve aşırı sorunlu cinsel deneyimler, genetik yatkınlık, yanlış yetiştirilme yani erkek çocukların kız gibi, kız çocuklarında erkek gibi yetiştirilmesi, ebeveynler başta olmak üzere yakın çevrede eşcinsel eğilimleri olan kişi veya kişilerin modellenmesi ve örnek alınması, kızların daha yumuşak tavırları olan erkekleri, erkeklerin ise daha erkeksi tavırları olan kızları aralarına alma eğilimleri, yazılı ve görsel medyanın eşcinselliği özendirici yayınları, vb. Eşcinsellik ailenin baskısına bir tepki sonucu da meydana gelebilir.
Eşcinselliğin kısımları
Açık eşcinsellik ve gizli eşcinsellik
Açık eşcinsellikte kişi; eşcinsel duygu ve dürtülerinin bilincedir, cinsel yöneliminin nesnesi bellidir. Toplumsal yargı ve baskılardan korksa da, bunalsa da ve bunu kendisi için sorun olarak kabul etse de; bu duygu ve dürtülerin doyurulmasını ister ve uygun eş bulunca kendisine haz veren cinsel eylemleri olur. 3 kısmı vardır:
1- Gerçek (Egosintonik) Eşcinsellik: Eşcinsel eğilim, dürtü, duygu ve davranışlarından acı çekmeyen, bunaltı duymayan ve kendi benliği içinde uzlaşmış, eşcinselliğe uyum yapmış kişilerdir.
2- Yalancı (Egodistonik) Eşcinsellik: Eşcinsel eğilim, dürtü, duygu ve davranışlarından acı çeken, bunaltı duyan, benliğe yabancı eşcinselliği olan kişilerdir. Yalancı eşcinseller, eşcinsel etiketini ve bu etiketin ima ettiği her şeyi reddederler. Bu kişilerin bilinçdışlarında yadsıyamayacakları bir eşcinsel yönleri olsa da homoseksüel kavramının işaret ettiği yaşama biçimini ve değerleri benimsememektedirler. Bu yüzden de değer yargıları ile cinsel eğilimleri arasında derin bir çatışma yaşarlar. Bu tür kişilerin kişilik gelişimi öyküleri homoerotik arzularla yüklü olmasına rağmen, bu duygulara boyun eğmek yerine homoseksüel yönelimlerinin üstesinden gelmeyi hedeflemektedirler ve tedavi olmak istemektedirler.
3- Durumsal Eşcinsellik: Hapishane, manastır veya dışarıya kapalı yurtlar gibi ortamlarda mecburiyetten ortaya çıkan eşcinselliktir. Bu ortamın terk edildiği durumda kişi tekrar heteroseksüel hayatına geri dönebilir.
Gizli (Latent) eşcinsellik ise; dinamik bir kavramdır ve kişi, benliği tehdit eden ve benlik tarafından kabul edilemez olan eşcinsel dürtü ve eğilimlerinin bilincinde değildir. Bu dürtülerin hem bilinçdışı güçlü bir etkinlik taşımaları, hem de benliğe yabancı olmalarından dolayı; kişi bir yanda, bilinçdışı yasak ve kabul edilemeyen dürtü ve eğilimler; öbür yanda benliğin bunları bilinçten uzak tutma ve bu dürtülerle savaşma gereksinimi arasında kalır. Bu çatışma içinde kalan benlik kendisini homofobi, aşırı erkeklik çabaları, maçoluk, aşırı eşcinsellik düşmanlığı gibi değişik savunma düzenekleri ile savunmaya çalışır. Burada amaç; bilinçdışı olarak, başkalarının kendisini eşcinselmiş gibi görecekleri korkusunu yenmek ve aşırı erkeksi davranışlarla eşcinsel olmadığını kanıtlamaktır. Psk. Gülüm Bacanak; "Eşcinselliğin heteroseksüelliğe yani karşı cinse ilgi duyulması durumuna dönüşme isteği ile ilgili bazı analitik ve varoluşsal yaklaşım, bilişsel ve davranışçı teknikleri içeren holistik cinsel terapi süreci, kendiyle barışık insan yaratır, mevcuttur.
Cinsel eğilimleri hakkında akılları karışmış veya eğilimlerini değiştirmek istediklerinde tedavi araştıran bireylerin sayısı, son birkaç yıldır etkileyici bir şekilde artmaktadır. Çünkü cinsel kimlik karmaşasının anlamı ülkemizde çok farklıdır ve bu nedenle kendini ifade etmiş lezbiyen, eşcinsel veya biseksüellerin, kendilerine ve diğerlerine, korku, utanç ve nefretle bakmaları sık rastlanan bir durumdur. Diye ifade eder. Binâ zalik sıhhat bakımından ziyadesiyle hem ruhi hemde bedensel bozukluk yaşayan bireylerin oluşturmak istedikleri 3. Bir kimlik olabilme eğilimleri onların tabirleri ile fıtratın ifsadıyla doğan bu maraziyet fıtratın ifsadıyla devam eder. Doğru mercilerin mudahale edemeyişleri ve hâne ehlinin cahilane girişim ve iletişimleri neticesinde oluşan ruhsal değişim fıtratın aslından zinhar değildir ve olamaz. Doğuştan cift cinsiyet taşıyan bireyler bütünüyle haricte değerlendirilirler. Arapça ifadesi ile hunsa muasır terim ile intersex bireyler. Onların ahkamı şer-i Şerifde mevcuttur.