KURBAN NEDİR?
Kurban, Allah’ü Teâlâ’ya yakınlık için, ibadet niyetiyle, kurban bayramı günlerinde kurbana müsait bir hayvanı kesmektir. Hicretin ikinci yılında Medine-i Münevvere’de meşru kılınmıştır.
KURBAN KESMENİN HÜKMÜ
Kurban kesmek Hanefilere göre hür, mukim (seferi olmayan), Müslüman ve zengin olanlara vaciptir.
Hanefilerin kurbanın vacip oluşu ile ilgili dayandıkları deliller şunlardır: Kur’an-ı Kerim’de, “Rabbin için namaz kıl, kurban kes”(Kevser,2)emri amel bakımından vücub ifade eder. Çünkü sadece Resulullah (s.a.v.)’a mahsus olduğu belirtilmeyen emir, ümmetini de içine alır. Ancak ayette cemi’ sîğasının bulunmayışı delalette zan meydana getirdiği için kurbanın hükmü farz değil, vacip derecesindedir. Bu ayet-i kerimenin yanında diğer bazı hadis-i şerifler de kurbanın bu hükmünü kuvvetlendirmektedir. Resulullah (s.a.v.), “Kurban kesiniz. Şüphesiz bu, babanız İbrahim (a.s.)’in sünnetidir” (S.İbn-i Mace, Edahi,3)buyurmuştur. Burada Peygamber Efendimiz, kurban kesmeyi emretmiştir. Mutlak emir sîğası ise, amel bakımından vacibi ifade eder. Keza şu hadis-i şerif de kurbanın vacip olduğu hükmünü teyit eder: “Kim genişlik ve imkan bulur da kurban kesmezse, bizim namazgahımıza yaklaşmasın.” (S.İbn-i Mace, Edahi, 2) Böyle bir tehdit, ancak vacibin terki halinde bahis mevzu olur. Diğer taraftan bazı hadis-i şeriflerde, kurbanın ümmet için sünnet olduğunun belirtilmesi, vacip oluşuna mani teşkil etmez. Çünkü sünnet; yol, gidiş manalarına gelir.
Kurban kesmek, Hanefilerin dışındaki üç mezhebe göre müekked sünnettir. Gücü yetenin onu terk etmesi mekruhtur.
KURBANIN FAZİLETİ
Kurban ibadetinin meşru kılınmasında da diğer ibadetlerde olduğu gibi dini, ahlaki ve içtimai birçok hikmetler vardır. Bazılar şunlardır:
a)Yüce Allah’ın nimetlerine karşı şükretmek,
b)Hak yolunda fedakârlıkta bulunmak,
c)Maddi imkânları el vermeyen kimselerin belli zamanlarda da olsa et yemelerini temin etmek,
d)Bunun sonunda sevaba ermek,
e)Birtakım belalardan korunmak,
f)İnsanlar arasında sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı sağlamak.
Kurban, kesenin kendi nefsinde bedel olarak kesilir. Allah rızası için halisane bir niyetle kesilen kurbanın akan ilk kanı ile birlikte kurban kesen müminin günahlarının bağışlanacağı beyan olunmuştur.
Süleyman Hilmi Silistrevi (k.s.) Hazretleri şöyle buyurmuşlardır:
“Kurbanın maddi ve manevi olmak üzere yedi mühim faydası vardır:
1-Gadab-ı İlahi’yi söndürür.
2-Rıza-i İlahi’yi celbeder.
3-Çok kurban kesilen bir memlekette harp olmaz.
4-Eğer bir insan vakti hali müsait olup ta kurban kesmezse muhakkak ki o adamın ya kendisinden veya çoluk çocuğundan veyahut da malından, ticaretinden, servetinden ve varlığından mutlaka bir kan çıkacaktır.
5-Kurbanda çoluk-çocuk ve fakir-fukara için umumi bir maslahat ve mutlak bir menfaat vardır.
6-Kurban bayramında afvı umumi tecelli eder.
7-Allahsızların gayesi, neticesi ve sonu intihardır. Kendi kendilerini katlederek ebedi cehenneme yuvarlanır giderler.”
Hâsılı; kurban ibadeti, mümin için hak yolunda fedakârlığın bir alameti, Allah Teâlâ’nın verdiği nimete karşılık bir şükür ifadesidir. Bunun neticesi de, ahirette sevaba ve rıza-i İlahi’ye nailiyyet, dünyada ise birtakım felaket ve belalardan korunup muhafaza olunmaktır. Bu dünyevi ve uhrevi mükâfatlara kavuşabilmek için, kurbanımızı ihmal etmemiz gerekir.
KURBANIN FIKHİ HÜKÜMLERİ
KURBANDAN MAKSAD VE KURBANIN RÜKNÜ
Kurbandan Maksat: Dünyada vacip olan borcun edası, ahirette Allah’ın fazlı ile sevaba kavuşmaktır.
Kurbanın Rüknü: Kurbanın bir rüknü vardır. O da kurban edilmesi caiz olan hayvanlardan birini kesmektir. Hayvanı kesmeden canlı olarak veya bedelini fakire vermekle kurban yükümlülüğü yerine getirilmiş olmaz. (Hindiyye, 5/291,Dürer,17266)
KURBAN OLABİLECEK HAYVANLAR
En faziletli kurban, kusursuz ve güzel olanıdır. Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz Şöyle buyurdular: “Allah katında kurbanlık hayvan için verilen paradan daha sevimli bir para yoktur.” Şaşı, biraz topal, deli, doğuştan boynuzsuz veya boynuzlu, boynuzunun azı kırık, kulakları delik veya yarık, kulaklarının ucu kesik, dişlerinin azı düşmüş çoğu ağzında cinsel organı bulunmayan veya burulmuş hayvanları kurban olarak kesmekte bir beis yoktur. Bunlar kurban olarak kesilebilir.
KURBAN OLAMAYACAK HAYVANLAR
İki gözü veya bir gözü kör, dişlerinin çoğu dökülmüş, kulakları kesilmiş, doğuştan kulaksız, kulağının veya kuyruğunun yarısından fazlı kesilmiş, memelerinin başları kesilmiş, kesileceği yere kadar yürüyemeyecek kadar kötürüm veya topal, hasta hayvanlardan kurban olmaz. Bu kusurlar kurbanlık satın alındıktan sonra meydana gelse zengin kimsenin yeniden kurban alıp kesmesi lazımdır. Kurbanın sahibi fakir ise yeniden kurban almasına lüzum yoktur. Bu hayvanı mevcut haliyle keser.
KURBANIN KESİLME VAKTİ
Kurbanın kesilme vakti, kurban bayramının birinci, ikinci ve üçüncü günüdür. Efdal olan birinci günü kesilmesidir. Günlerin tespitindeki hesap hataları göz önünde bulundurulmalı ve imkan nispetinde üçüncü güne bırakmamaya gayret edilmelidir.
KURBANI KESME ŞEKLİ VE NİYET
Kurbanlık hayvan incitilmendi yüzü ve ayakları kıbleye karşı olarak sol tarafı üzerine yatırılır. Sağ ayağı serbest bırakılarak diğer ayakları bağlanır. Kıbleye karşı ayakta durularak sahibi veya vekili tarafından şu dua okunur: “İnni veccehtü vchiye lillezi fetaras semavati vel arda hanifen ve ma ene minel müşrikin” (En’am,79) Üç defa “Allâhü ekber, Allâhü ekber la ilâhe illellâhü vallâhü ekber, Allâhü ekber ve lillâhilhamd” diye tekbir alınır ve şöyle niyet edilir:
“Ya Rabbi! Şu vücudum sana karşı o kadar hata, o kadar isyan etti ki, affedilebilmem için bu vücudu sana kurban etmem icap ediyor. Fakat sen şeriatınla insan kurban etmeyi haram kıldığından vücuduma bedel olarak bu hayvanı kesiyorum, kabul eyle Ya Rabbi, Bismillâhi Allâhü Ekber.” Deyip kurban kesilir.
Evla olan, kişinin kurbanını kendi kesmesidir. Ancak, kesmek elinden gelmeyenin, Müslüman birini vekil edip yanında durması daha faziletlidir.
KURBAN NAMAZI
Kurban kesildikten sonra iki rekât şükür namazı kılınır. Zammı sure olarak birinci rekatta “inna a’tayna”, ikinci rekatta “kul hüvellahü ehad” sureleri okunur. Namazdan sonra bütün ümmet-i Muhammed’in kurbanlarının kabul olunması ve günahlarının af edilmesi için dua edilir.
KURBANIN ETİ VE DERİSİ
Kurbanın eti üçe taksim edilir. Bir parçası kendi ailesine nafaka, ikinci parçası dost ve ahbaba ziyafet, üçüncü parçası da fakirlere sadaka olarak verilir.
Kurbanın derisi de eti gibidir. Kurban derisini satmak caiz olmadığı gibi kasap ücreti olarak de vermek caiz değildir. Allah için kesilen kurbanın derisin de dinimizin ilerlemesi için İslâm’a hizmet eden müesseselere vermek en güzelidir. Ehline verilmeyen yardımlar geçersiz olur.
TEŞRİK TEKBİRİ
Teşrik tekbiri, teşrik günlerinde alınan tekbir demektir. Mükellef olan her Müslüman’a vaciptir. Zilhiccenin dokuzuncu günü arefedir. Arife günü sabah namazından başlayarak beşinci günü ki, zilhiccenin on üçüncü bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar her farzın arkasından “Allâhü ekber, Allâhü ekber lâ ilahe illalâhü vallâhü ekber, Allâhü ekber ve lillâhilhamd” denilerek tekbir alınır. Toplam yirmi üç vakit eder. Tekbir getirirken ara vermemelidir. Sol tarafa selam verildikten sonra, daha yerinden kalkmadan, mescitten çıkmadan ve dünya kelamı konuşmadan tekbir getirmek lazımdır.
KURBAN KESEMEYENLER NE YAPMALIDIR
Kurban kesmeye mali vaziyeti müsait olmayanlar, bayramın birinci günü öğleden sonra altı rekât namaz kılarlar. Namaza şöyle niyet edilir: “Ya Rabbi, aciz kulun kurban kesemedi. Kurban yerine şu vücudumu huzurunda yere sererek kurban ediyorum. Beni de kurban kesenler meyânına kabul eyle.”
1.Rek’atta: 1 Fatiha, 1 İnna enzelnahü
2. Rek’atta: 1 Fatih, 1 İnna a’tayna
3.Rek’atta: 1 Fatiha, 1 Kulya eyyühel kafirün
4.Rek’atta: 1 Fatiha, 1 İhlas-ı şerif
5.Rek’atta: 1 Fatiha, 1 Felak suresi
6.Rek’atta: 1 Fatiha 1 Nas suresi
Her iki rekât da bir selam verilir. (Dua ve ibadetler, Fazilet Neşriyat)
KİMLER KURBAN KESECEK?
Yukarıda da belirttiğimiz gibi, kurban kesmek Hanefilere göre hür, mukim (seferi olmayan), Müslüman ve zengin olanlara vaciptir. Zenginden maksat; temel ihtiyaçları dışında üreyici olsun veya olmasın, nisap miktarı mal yahut paraya sahip olmaktır. Bu da fitre nisabıyla aynı olup, üzerinden bir yıl geçme şartı aranmaz. Yani bayram sabahı 200 dirhem (560 gram) gümüş veya bunun karşılığı olan para yahut ticaret malına sahip bulunan kimseye kurban kesmek vacip olur. Zekâtla kurban arasındaki farklardan biri budur. Aslında bu mevzuda sözü uzatmaya gerek yok. Kısaca diyebilir ki; borcu olmayan bir Müslüman, kurban kesmesi halinde geçimine bir sıkıntı gelmeyecek, normal ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanmayacaksa, kurban kesmeli… Hem kendi aile fertlerine, ham de etraftaki konu komşuya ikramda bulunmalıdır. Şayet elinde fazladan imkân yoksa ya da borçlu ise zaten kurbanla mükellef olmaz. Ama buna rağmen kıt-kanaat biriktirmek suretiyle elde ettiği mütevazı imkânlarıyla kurban kesmek isterse, elbette ki kesebilir. Böylece çevresine fedakârlık ve cömertlik örneği vermiş, imkân sahibi olduğu halde kurban kesmekten kaçınanları teşvik etmiş olur.
Unutulmamalıdır ki; iktisadi vaziyet müsait olduğu halde kurban kesmekten kaçınanları Resulüllah (s.a.v.), Efendimiz, yazımın başında da zikrettiğim: “Kim genişlik ve imkân bulur da kurban kesmezse, bizim namazgâhımıza yaklaşmasın.” (Sünen-i Ebi Dâvud ve Nesâi) buyurarak ikaz ve irşâd etmiştir.