Anlam denen tin ne olsun ki!
Niçin bu kadar ehemmiyete bürünsün.
Oysa gizlice içimizi Ferhat'ın dağı deldiği gibi oyuk oyuk eden o adını bir türlü koyamadığımız şey.
Bir yemeğe tadını veren yağı tuzu.
Ya da bedenin olmazsa olmazı ruhu mana denen şey.
Hayat anlama bürününce bir ruh giyinmiş oluyor. Bu gün her ne yapıyorsak ve bundan sonra her ne yapacaksak anlam yüklenmedikçe bizler mutluluk denen o şeyi arayıp durmaya ve huzursuzluğun kitabını yazmaya devam edeceğiz.
21gündür yepyeni bir yıla girdik, bir yılın bitip başka bir yılın başlaması sayıların terakkisinin manası olmadığı sürece ne önemi var ki?
Ritmik artışların kendi başına bir ehemmiyet taşımadığını biliyoruz.
2020'nin bizim için bir manası var mıydı?
2021 neyi anlatacak?
Yoksa öylesine dünyadan geçerken mecburiyetten mi yaşıyoruz!
Bu gün milyonlara ulaşmış, yüksek mevkilere gelmiş insanların intihar vakalarına şahit olmuyor muyuz!
Peki niçin?
Viktor E. Frankl "Duyulmayan anlam çığlığı" kitabında birçok intihar vakasının anlam arayışının bulunamamasından kaynaklı olduğunu anlatıyor. Bakıldığında ekonomik durumun yüksek olduğu, insanların refah içinde yasadığı ülkelerde bile intihar oranı yüksektir ve bu durum insanın her şeye sahip olsa bile bir anlama sahip olmamasının, insani yasama dair anlamsızlıkla ölüme bıraktığını çok iyi şekilde göstermektedir.
Frankl, kitabında logoterapiyi, psikoterapi’nin temel tabiri olan “büzüşme” tabirine zıt olan, “gerdirme” tabirini kullanmıştır. Bunu kullanmasındaki amacı, logoterapinin, psikoterapi gibi insani çok yüksek değerlendirmemek gerektiği görüşünün zıddını benimsemesidir ve Goethe’nin de sorduğu gibi insani küçümsemek daha tehlikeli değil mi? Sorusunu sorarak insanin anlam bulması sonucunda yüceleceğine dem vurmuş ve yücelen insanin yozlaşmayacağını belirtmiştir.
Duyulmayan anlam çığlığı, toplumların ve kişilerin hayattaki anlamını bulmalarına dair yardımcı olabilecek en iyi kitaplardan biridir.
Özellikle lisede, üniversitede derse giren hocalarımız (bence branşı farketmez) derslerinin on onbeş dakikasını bu kitabı okumak ve analiz etmek için ayırmaları geleceğe insanlık adına güzel bir yatırım olacaktır. Çünkü hayatının manasını keşfedemeyen gençler bu işin çözümünü kendilerini farklı yollarda uyuşturmakta buluyorlar.
Bu rüya aleminin tabirini yapacak sağlam kalplerin, öğretmenlerin ve aklı selim herkesin gençlere, yolunu kaybetmiş hayattan bunalmış insanlara rehber olması şart. Ama evvel bu işe yoldaş olacak yüreklerin hayatlarını anlamlandırmaları elzem.
Madem,
Hayat yolda olmaksa esas anlam yoldaşlarımızı ve beraberimizde ki yolcuları anlamakla anlam bulacaktır.
Keşke değil duam budur,
İçinden geçtiğimiz anları rakam olarak görmekten öte okuyup hakikatine vakıf olabilelim inşallah.
Dünyamızın yepyeni yaş aldığı şu dem de
Günaydın umut..
Günaydın mana...
Günaydın dünya...
Sevgiyle...