"Merhaba dünyalı,biz dostuz " ,bu cümleyi bilim kurgu filmlerinde çok duymuşuzdur. Oysa ,bence bunun tam tersini söylemek lâzım,"merhaba uzaylı biz dostuz" gibi... Çünkü,ilk önce uzaydaki diğer canlıları dost olduğumuza,iyi niyetli olduğumuza inandıralim ki gezegenlerini daha kolay ele geçirebilelim. Çünkü,yaşadığımız gezegeni yavaş yavaş tüketiyoruz ve bize başka gezenler lâzım. Şu an da buradaki tek kurban Mars görünüyor... Carl Sagan. Gerçek bir astronomi meraklısı ve başarılı bir gök bilimciydi. Uzayda hayat olduğuna ve dünyadan başka gezegenlerde de canlıların yaşadığına son derece emindi. O ve diğer gök bilimciler ilk önce Venüs'ü incelediler. Ancak Sagan burada yaşamın mümkün olmadığını son derece sıcak ve kurak olduğunu söyledi. Ve aklına son derece dâhiyane bir fikir geldi. Eğer uzayda canlılar varsa neden onlarla iletişime geçmeyelim diye düşündü ve 1960 yılında uzaya bir mesaj gönderdi. Büyük altın bir para düşünün,bunun bir yüzünde dünyamızın şekli ve koordinatları hakkında bilgiler,diğer yüzündeyse içinde Türkçe'nin de bulunduğu 55 dilde ses kaydı vardı. Ne yazık ki Sagan'ın ömrü cevabı duymaya yetmedi. 1996 yılında bir kemik rahatsızlığından dolayı vefat etti. Sagan belki son derece iyi niyetliydi, tek derdi uzaydaki yaşamı keşfedip eğer varsa oradaki canlılarla iletişime geçmekti ancak ne yazık ki hepimiz bu kadar iyi niyetle yaklaşmıyoruz uzaya. Zira küresel ısınmaya olan katkımız,doğaya verdiğimiz zararlar, Sapiens'in sonunu getirmek için var gücümüzle uğraşımız göz önüne alınınca... Ne de olsa herşey bizim elimizde,biz canlılar arasındaki en üstün varlıklarız. Doğanın dengesini öyle bir alt-üst ettik ve tüm canlıları bu sisteme dayanmaya öyle bir mecbur bıraktık ki. Evren hesap soracağı günü bekliyordu ki ve sanırım o gün geldi... Allah'ın cezası sanayi devrimi. Iyi mi kötü mü hâlâ kimse emin değil. İhtiyacımız kadar üretip tüketirken,doğayla uyum içinde yaşarken birden kendimizi fabrikaların,dev gökdelenlerin arasında sıkışmış bir vaziyette bulduk. Anlamadığımız daha doğrusu anlamaya zaman bile bulamadığınız bir dönemde deli gibi daha fazla çalışıp ,daha fazla tüketmek durumunda kalıyoruz. En lüks dediğimiz şeyler olmazsa olmazlarımız oldu. Kucagımızda doğadan koparıp zorla evcillestirdigimiz kedi köpeklerimizle hayvanlar bizim dostumuz diye sloganlar attık. Lüks markaların kıyafetlerini giyip denizdeki canlıların yaşam haklarına saygı istedik. Parfüm ,deodorant v.b gıbı onlarca kimyasalla evreni neye uğradığını şaşırttık. Tüm bunların yanında bir köy kahvaltısında 200 lira,müstakil bahçeli evlere milyonlar yatırdık. Ne ironi ama.. Neyse bize feda olsun da şimdi sıra bize geldi. Yapay zeka artik hayatımızın her alanında ve yayılmaya da devam ediyor. Robot kasiyerler , yardımcılar,bilgisayarlar,akıllı telefonlar v.s. Şu son virüs olayıyla beraber dünyaca ünlü ve benim de kitaplarını severek okuduğum tarihçi yazar Yuval Noah Harari bir teorisini açıkladı. Bu ve bunun gibi virüs ve benzeri olağan dışı durumlar bahane edilerek deri altlarımıza çipler veya takip edilebilmemizi sağlayan bileklikler takmamızı isteyecekler. Böylelikle,hayatımızın en ince detayından,nabzımıza kadar bizi neyin heyecanlandırıp neyin sinirlendireceğine kadar herşeyimizi izleyebilecekler. Yani biz artık birilerinin oyuncağıyız. Ve onun teorisine göre bu olağan üstü durumlar asla ortadan kalkmayacak. Neyse. Şimdi ne yapmayı düşünüyoruz acaba. Muhtemelen yapay zeka ve onları yönetenler bizim diğer canlılara yaptıklarımızın aynısını bize yapacaklar. Ne düşündüğümüz , ne hissettiğimiz,çektiğimiz acılar umurlarında bile olmayacak. Hatta belki insanların bilinci yok onlar hissedemiyorlar diye kendilerini avutacaklar. Eğer böyle bir şey gerçekleşirse ki bence yakındır,kesinlike hak etmiş olacağız. Evren bizi bizimle vuracak. Dan Brown'un başlangıç kitabında Edmond'un kendi ürettiği robota sahsahlı bir şekilde kendini öldürmesi gibi. Neyse. Bu gezegende işimiz bitmek üzere dolayısıyla bize tüketecek başka gezegenler lâzım. Dediğim gibi tek kurban Mars görünüyor çünkü şu ana kadar orada su ve yaşam belirtisi bulundu. Uzaylılarla iletişime geçme şansımız var mı bilmiyorum ama şahsen benim böyle bir imkanım olsaydı onlara ilk söyleyeceğim şey insanları gezegeninizden uzak tutun olurdu.