Yazıyorum yine;
Sana,
Karanlığa,
Masumluğumuza.
Susuyorum her zaman ki gibi;
Sana,
Kalbime,
Gururuna.
Karanlıktayım yine. Güneşle aydınlanan bir karanlıkta.
Uzaktayım işte.
Her baktığın da huzur dolduğun yıldızlar kadar uzakta.
Peki sen kaldın mı karanlıkta?
Etraf aydınlansın diye güneşin doğmasını değil, onun gözlerini açmasını bekledin mi?
özledin mi peki?
Peki sen hiç kilometrelerce ötedeki bir çift gözü özledin mi ?
Ya sen, hiç bekledin mi?
Seni görmesini, Fark etmesini, sevmesini bekledin mi ?
Sustun mu hiç ona karşı?
Gözlerini haykırırcasına, sesin kısılıncaya kadar sustun mu?
İmkansızlığı kovaladın mı?
Son nefesini onun kolları arasın da verme hayali kurdun mu ?
Kolay değil mavi gözleri kan çanağına bürümek, tebrikler.
Bu gözler artık sustu. Ama kalem dayanamadı. kağıtla birlikte yeminimi bozdurdu.
kırıldı yüzükler, bozuldu yeminler.
Aydınlık oldu seni beklediğim, senin için ağladığım geceler.
Bütün masallar, yalan oldu. Tıpkı periler gibi.
Her insanın kurduğu hayaller gibi. Tıpkı benim hayalim olan sen gibi.
Ve artık sen de yalansın.
Bu Saatten sonra hayalim değil, masal perim değil, İmkan/sızım/sın.
bu saatten sonra kazanmak istemediğimsin.