Mavi adamın, hayatı anlatan öyküsü!

Mavi adam ve onun deniz yolculuğu benim için her zaman özel bir yere sahip oldu. İşin aslı ben her zaman denizi sevdim. Denizle ilgili hikayeler topladım. Denizle tanışmam da ilk denize düşerek oldu. Denize girmek istememiştim. Birden ayağım takıldı ve içine düştüm. Sonra alıştım. Maviyi gördükçe içime huzur dolar. Hayatında hiç deniz görmemiş bir insan çok şey kaybeder. Denizi deniz yapan da içindeki balıktır. Balıklar yüzer, biz onları tutarız. Belki de en lezzetli yemek balık şu hayatta. Hem besleyici hem lezzetli.

Mavi adam için bir yiyecek olmanın ötesinde çok daha fazla anlamı var. Bir balıkçı için balık hem geçim kaynağıdır hem de en sevdiği dostudur. Tepside balık varsa hayat güzel, tekne boş dönüyorsa vay haline! İşte mavi adam da balıktan ve denizden beslenen biri. Ama beceriksiz, dengesiz, huysuz. Çünkü hırslı olmak ve hayatı doğal akışına bırakmak arasındaki dengeyi bilmez o. Eğer çok hırslıysanız alabora olursunuz. Mantıklı olun lütfen. Aksi halde büyük başarısızlıklar başımıza bin bir badire getirebilir. Peki kimdir bu yaşlı adam, olayı nedir? Yaşlı adam uzun süredir balık tutamayan bir balıkçıdır ve onunla denize açılmasını istediği küçük bir çırağı vardır. Bir gün çırağını da yanına alarak denizin derinliklerine doğru yola çıkar. Bir süre sonra balık tutmaya başlamışlardır bile. Ama çırağı yaşlı adamı anlamakta güçlük çeker. Çünkü yaşlı adam teknelerinin taşıma kapasitesinden çok daha fazla balık tutar ve uzun süredir boş geçirdiği günlerin acısını çıkarmak ister. Çırak yaşlı adamı uyarır. Daha fazla balık tutmadan geri dönmeleri gerektiğini söyler ve sonunda yaşlı adam da ikna olur. Ancak kısa sürede teknenin etrafında dönmeye başlayan köpek balığı hayallerini kabusa çevirir. Köpek balığı tekneye yaklaşıp yaşlı adamın özenle tuttuğu balıkları ısırmaya çalışır. Balıkların kanı suya karışmıştır ve kan kokusunu alan köpek balığı onları ölümle yüz yüze getirmiştir. İşte böyle. Hayat da böyle değil midir? Paranızdan damlayan kan damlaları köpek balıklarının iştahını kabartmaya yeter de artar bile.