İnsanlar vardır hayallerle yaşarlar. Ve hayat vardır...Bazılarına çok kısa olduğunu farkettirir.. Onları şanslı saymak bilmem haksızlık mı olur? Ama bildiğim bişey var ki onlara biçilen zaman kadar bile aslında vaktimiz yok.. Onlardan yalnızca biri Burçak.. Ve sonsuzluğa doğarken insanlardan istediği yalnızca bir şey var;
Gökyüzünün ''yeşilinde''
Çimenin ''yeşilinde''
Saçlarımı ''hatırlayın''..
14 Aralık 1990-Cuma
Saat 23:00
11 yaşında herkes gibi günlük tutmaya başlıyor.
3 günlüğünde de ''kendinden'', ''hayallerinden'' ve aslında ''hayatından'' bahsediyor..
Bir yaz tatilinde arkadaşlarına şaka yapmak isteyen Burçak; ''Kanser'' olduğunu söyler..
Hiçbir şeyin farkında değilken..
1993-Temmuz-
Aşırı ateşlenme, kilo kaybı halsizlik,dinmek bilmeyen sırt ağrıları ve tüm vücuda yayılan sancılar..
İnsanların: Ben büyürken de ağırmıştı kemiklerim, boyu uzuyordur..tanımından biraz cahilce Doktorlar bütün belirtilere
''Psikolojiktir'' dedi..
Daha sonra Cerrahpaşa Hastanesinde yapılan 40-50 tahlil sonucu belli olur..
Teşhis: Brusellama..
Yani sür ürünlerinden geçen, oldukça basit, 21 günde sona eren, bakteriyel bir hastalık..
Fakat Burçak'ın hastalığı 3 yıl devam etti..
Sonunda hastalığın gerçek nedeni belli oldu:Kanser..
''Sabaha değin
Oturup bekliyorum
Karanlıkta
Başına
Karanlık şeyler
Gelmesin diye..''
Babası-Mehmet Çerezcioğlu
26 Ekim 1993-Saat:03:10
Hemen tedavi sürecine başlandı.. Türkiyede geçen 1 ay sonrası başarılı olduğu gerekçesiyle 15 gün ara verildi..
Bu arada Almanya-Hannover Tıp Fakültesi ayarlandı..
Yapılan tahliller sonucu 15 günlük arada hastalıklı hücreler %95'e yükselmişti..
Yoğun tedavi sürecinden sonra tıbbın yapacağı bir şey kalmadı..
Doktorlar hayatta en çok istediği şeyi yapmasını önerdi..
Hayallerle yaşayan Burçağın en çok istediği:Amerikayı görmek ve orda yaşamaktı..
Ve Burçak Amerikada geçirdiği 2 haftada tekrar hayata döndü..
Artık ağrıları yoktu ve kanser hücreleri de..
Burçak için birçok konser verildi. Tiyatro oyunları oynandı..
Ama yapılan onca yardımı ve hastalığını çok sonraları öğrenmişti..
Hiç kaybetmediği umudu ve hayalleri onu büyüttü..
Hayattın o ''en küçük'' dertlerine dönüp ''kocaman kalbi'' olduğunu gösterdi..
Ve insanlara seslendi..
''Siyahta çirkinlikler kayboluyor.. Ama eğer güzellikleri görmek ''istiyorsan'' onları 'kendin'' bulabilirsin.''
6 Nisan günü Burçak'ın elinde beliren hafif bir morartı, baş ağrısı ve ateşlenme..
Hastalık 2 yıl öncesine dönmüştü..
Hemen Almanya'ya hareket edildi...Doktorlar artık bir şey yapılamayacağını her an beyin kanaması felç gibi korkunç durumlarla karşılaşabilir Burçak'a daha fazla acı verip yıpratmamalarını önerdi..
Tam bir ay sonra..
11 Mayıs 1995'te, onaltıncı doğum gününe 4 gün kala
''mavi saçlarıyla''
sonsuzluğa doğdu..
Yazılarında aniden karşınıza çıkan cümleler biraz tuhaf hissetmenize neden oluyor..
''Keşke ben de öldükten sonra bu günlükle ünlü olsam..''
''..Ama kimse yazdıklarımı sabırla okuyupta bitirmez ki..''
''Keşke bu yazdıklarımı anlayacak insanlar olsa..''
Genç yaşına ''sığdırdıklarıyla'' beraber..
Geride ''bıraktıklarıyla'' birlikte..
Bir babaya bu dizeleri yazdırmış bir ''hayattı''..
''Sabahları
Hasta uyanmanı istiyorum..
Hastaysan eğer
''Yaşıyorsun'' demektir..''
''Dağınık odada yaşanmışlık var demektir.
Ben düzeni severdim
Al işte..''
Babası-Mehmet Çerezcioğlu
Burçak'ın günlükleri babası tarafından kitap haline getirilmiştir. Bütün acıları, ''yaşadıkları'', sevinçleri, kaçamakları bu kitaptadır. Okumanızı tavsiye ederim..
http://mcdn01.gittigidiyor.net/3696/MAVI-SACLI-KIZ-BURCAK-CEREZCIOGLU-ORJINAL__36969969_0.jpg