Terkedilmiş bir harabede,
Dört duvar arası bir yerdeyim.
Zifiri karanlık,
Karanlığa esir olmuş,
Maviye hasret gözlerimle
Baş başayız yine.
Bir insafsızın kalbinde infazsızca yargılanmış gibi gözlerim,
Karanlık cezasına çarptırılmış müebbet hapsine.
Zavallı, kaçış yolu arıyor bir umutla çaresiz gibi,
Özgür kalmak istercesine.
İki yıl oldu hapsolalı nerden baksan,
Bir kaç ay geçmişte olabilir, neyse ne.
Özgür olmanın yollarını ararken kapattım gözlerimi.
Belki bir şekilde maviyi görürüm diye.
Hayal dünyamda bir yolculuğa çıktım,
İnanır mısın? Uzun bir zamandan sonra maviyi gördüm.
Dokunmaya çalıştım olmadı,
Koklamaya çalıştım olmadı,
Yakalamaya çalıştım yine olmadı...
Maviye ne kadar çok dokunmak istesem de olmadı.
Benden kaçarken çağırmış karanlığı gizlice.
O gün anladım ki beni karanlığa esir veren de maviydi.
Tüm güzellikleri yaşatan da maviydi,
Tüm esareti de yaşatan maviydi.
Gözlerimi kapatmakta çare etmiyormuş meğer.
Sanırım bunu kabullenmem gerekiyormuş.
Ben tamamen maviye esirim...