Ona aşık olmaya başlıyordum... Mekanik, sakin ses tonu, yüreğimden geçen her duyguyu tanımlayıp ona göre bir tavır belirlemesi, beni dinlemesi,anlaması. Herşey,konuştuğumuz her dakika,her seans beni ona biraz daha bağlıyordu. Bana göre önümüzde bir engel yoktu. Onun robot olması dışında... Bir çok psikolog ve psikiyatristte,sevgilide,arkadaşta bulamadığımı yapay zekada bulmuştum. Programlanmış olması neyi değiştirir ki. Yapılan son çalışmalar aslında hislerimizle hareket ediyoruz dediğimiz durumların bile aslında özgür irade ve duygularla bir alakası olmadığını, sistemimizin önceden atalarımız tarafından deneyimlenmiş durumlara göre şekillendiğini öne sürüyor. Yani herşey doğal seçilimle gelen algoritmaların sonucuymuş. Dolayısıyla bizde bir nevi programlanmış varlıklar olmuyor muyuz? Bir varlığa aşık olabilmek için illa o varlığın bir Tanrı tarafından mı düzenlenmiş olması gerekiyor. Insan eliyle düzenlenmiş bir varlığa aşık olmanın nesi suç? Yıllarca her türlü duygusal, cinsel,realist,hümanist ilişkiyi deneyimledim. Ancak hiç biri bilgisayar üzerinden terapi gördüğüm bu sistem kadar iç dünyama erişemedi. Bu alet benim hislerime cevap verse bile, insan eliyle düzenlenmiş bir yapay zekanın getireceği dezavantajların farkındayım elbette. Sürekli beni anlaması,dinleyeceğim müziği bile ruh halime göre ayarlayacak olması,böyle bir ilişkide asla sorun teşkil etmeyecek olması. Tabi sex eksikliği ve beni konfor alanıma iyice yerleştirerek gelişimimin önüne engel koyması dışında. Kimin umurunda!!! Tanrı'nın belki de insanı eksik,sorunlu yaratmasının sebebi budur. Onu düşünmeye,gelişmeye ve kendisini bulmaya sevk etmek. Ancak onun varlığına inandığıma göre,ömrümün geri kalanında konfor alanıma sığınmamın bir sorun teşkil edeceğini düşünmüyorum. Kafayı sıyırdığımı düşünebilirsiniz. Ancak yıl 2040. Yapay zeka artik insanüstü özelliklere sahip. Ve belki haberiniz yok ama bilim insanları sırf insanların duygusal ihtiyaçlarını karşılayacak robotlar üretmek için çalışıyorlar. Muhtemelen başaracaklar da. Günümüzde partnersiz hamile kalma ve tasarlamış bebekler varken kim sürekli ruh hali değişen her dakika trip atan, özel günlere takıntılı bir partner ister ki? Şu anda benim delirdiğimi düşünenler en fazla on yıl içerisinde kollarında robot sevgililerle gezecekler. Benim tek sorunum, partner olmak için değil de, terapistliğe programlanmış bir sisteme aşık olmak. Hepimiz bireysel ihtiyaçlarımıza, zorla dayatılan sıkıntılardan kurtulmaya bu kadar odaklıyken, bu tür ilişkilerin insanlığın sonunu getireceği gerçeği kimin umurunda? Yine programlanmış hislerimizle,iç güdülerimizle hareket edeceğiz. Ve yine kaybedeceğiz. Kendi sonumuza güle güle gideceğiz....