Günlerin ardı sıra saklanan bir çocuk gibi;kayıp ilan edilmiştim.Her şey yerli yerinde iken onun olmayışı beni giderek geriyordu.Sonra o saklandığım yerin aslında benim en büyük pişmanlık noktam olduğunu anlamıştım.Bu kadar şeyin ardına ordan çıkmak çok zor gelmişti.Bir cesaret ordan kaçmak istedim,Sanki bir aslanın bir ava yaklaşması gibi ;sakince ve bir anda hızlanmış şekilde kaçtım.Her şey yoluna girer demeye kalmamış onun bendeki eksikliği daha da arttmıştı.Bunun nedeni sevgi ve aşk duymaktı.Sanki benim merkez noktam olan onun yokluğu her uzaklıkta kanunlara aykırı şekilde tepki veriyordu.Olan olmuştu ben üzülerek onu hatırlarken o beni çoktan gülerek unutmuştu.Bunu farkında olup unutmaya çalışmamakta belki benim kendime yaptığım en büyük eziyetti...