Hakkımda bir şeyler öğrenmek belki de sadece gözüne çarptığı için okumaya başladığın bu yazı tamamen benimle ilgilidir. Ayşe ben. İstanbul 1995 doğumluyum, aslen Besniliyim ve babamın işi nedeniyle uzun yıllarım Gaziantep'te geçti. Ve hala buradayım. Tüm öğrenim hayatım burada geçti. Sanmayınız ki okulum bitti, yok öyle bir şey daha en önemlisine henüz adım atmış değilim. Sadece kısa bir hazırlık zamanındayım. Şuan lisedeyim ve liseye başladığım andan itibaren kendimi DEĞİŞİMin kendisi olarak hissetmeye başladım. Hayatta ki anahtar kelimem “Mutlu olmak”. Mutlu olmanın milyonlarca yolu vardır ve tüm bu yollar özenle keşfedilmelidir diye düşünüyorum. Benim hayata dair tek temel idealimdir bu; mutlu olmak. Beni mutlu edeceğine inandığım şeyleri yapar ve onlarla yaşarım. Mutsuzluktan uzak biriyim. Çok mutsuz olduğum zamanlarda bile karşımdaysanız eğer, asla mutsuz olduğumu düşünmezsiniz. İnsanları severim; yeni insanlar tanımayı, onları keşfetmeyi, yeni cümleler, yeni hayatlar bilmeyi ve en önemlisi yeni gözler görmeyi. İnsanların gözleriyle kendilerini her şekilde anlatabileceğini düşünüyorum. Bu; gözler yalan söylemez demek değil, gözler her şeyi anlatır demek oluyor. Göz demişken; gözlerim oldukça sorunlu. Kronik alerjim var. Ama ben yine de bir insanin bir çift gözü sevebilitesinden çok daha fazla seviyorum onları. Sevmek. Seviniz Sevgili Okuyucu. Sevmenin sonu yoktur çünkü. Önce anne ve babanızı sevin hatta sadece sevmekle kalmayın lütfen, onlara hissettirin bunu sonraa kardeşlerinizi sevin. Aileniz bu dünyadan gittiğinde yanınızda olacak olan kardeşlerinizi çok daha fazla sevin. Doğayı sevin, yeni şeyleri sevin. Sonu olmayan bir şeyi sonsuza kadar sürdürebilirsiniz. Severken kendinize güvenin olur mu? Güven sadece iki kişinin olduğu yerlerde olmak zorunda değildir. Kendinize güvenin. Kendinizi sevin ve kendi mutluluğunuz için yaşayın. Bu cümleler size bencil olmanız gerektiğini hissettirmesin lütfen ben öz güvenden bahsetmekteyim. Son iki yıldır neler yaptığımı nelerle yaşadığımı da paylaşmak isterim Sevgili Okuyucu. Kitaplar okuyorum, daha önceki halime oranla öyle çok okuyorum ve öyle çok insanla tanışıyorum ki bazen ben de o kahramanlarla kitapların arasında kayboluyorum. İkinci el kitapları okumayı da ayrıca severim. Şuan elimde 1959 yılında yayınlanmış TEVFİK FİKRET kitabi var. İlk sahibini arıyorum. Olur da bulursam alnından öpeceğim o insani düşünceleri için. Bambaşka müzikler dinliyorum, henüz kimselerin bilmediği grupları dinlemeye çalışıyorum ve onları destekliyorum kalbimle. Kendimi tanıyorum. İnsanların hayatlarının son gününe kadar yapacağı en önemli şeydir bu, kendilerini tanımak. Her geçen gün kendimle ilgili şeyler keşfediyorum. Vücudumu, duygularımı, hislerimi, korkularımı, heyecanlarımı keyifle izliyor ve onları öğreniyorum. Ölmeden önce şu cümleyi söylemek istiyorum; kendimi çok iyi tanıdım çok teşekkürler sevgili bedenim. Ölümden uzağım ve sevdiklerimin de uzak olmasını isterim. Çok kıymetli arkadaşlarım var, hiç şüphesiz her şeyimi paylaşıp her şeyimi emanet edebileceğim. Kendimi çok şanslı hissediyorum bu yüzden. Ve kendimi her şeyden çok seviyorum. 5-6 seneye kadar psikoloji mezunu bir insan olduğumda bu yazının yerini daha anlamlı yazılar alacak Sevgili Okuyucu.
Kendine iyi bak, kendini sev ve mutlu kal...
Ayşe