Sensiz bir kış nasıl geçer unuttum. Oysa ki beni ocak ayının ortasın da terk edip gitmiştin, aşkın beni hep sıcak tutardı. Dizlerin ısıtırdı beni dudakların ise yakıp kavururdu. Ben sensiz bir kış nasıl geçer unuttum. Sırıl sıklam olduğum da sana seni seviyorum diye bağırmak yerine göz yaşlarımı yağmur damlalarının arkasına saklıyorum. Kollarına sığındığım sen yerine yağmurun şehvetine sığınıyorum. Bir zeki müren şarkısı da çalıyor uzaktan ‘’ Elbet bir gün buluşacağız, bu böyle yarım kalmayacak’’ içimi ısıtıyor, bir gün kavuşma dileği. Bu böyle yarım kalmayacak demi! İçimde ki ateş bir gün sönecek.
Yağmur altında gezdiğimiz, yürüdüğümüz o sakalar ağlamayı bırakır mı? Yağan bu yağmur göz yaşlarımı saklamak yerine seni bana getirir mi? Fırtınan ortasında okyanusta mahsur kalmış gemi gibiyim. Sığınacak limanın belli. Fakat ona doğru ne gidebiliyorum ne de yardım çağıra biliyorum kimseler duymuyor beni.
‘’ ne kadar çabalarsan çabala olmadığını anladığında gideceksin’’ dediler. Yalan söylediler bilmediler ki ben senden gidemedikçe sana daha çok geliyordum. Sen bilmezsin ama ben o sokağın köşesinde saatlerce seni beklediğimi. Hep umutla yaşadım zaten bu dünya da. Gerçi umut etme dünyası değil miydi bura. Beni hiçbir zaman unutmaman dileğiyle..
Sevdiğim kadına ithafen…