Sahi insan mesleğini kendi hayatına uyarlayabilir mi ya da mesleki bilgisini,edindiği tecrübeleri kullanarak kendi hayatına şekil verebilir mi? Düşünün ki bir okul öncesi öğretmenisiniz burada size düşen görev çocuklara sevgiyle yaklaşmak,sabır göstermek onlara bir şeyler öğretmektir peki kendi çocuğunuza karşı nasılsınız? Okulda çocuklara gösterdiğiniz sabrı kendi çocuklarınıza gösterebiliyor musunuz ya da onlara ağlayarak istediğini yaptıramazsın derken aynı cümleyi kendi çocuğunuza da kullanıyor musunuz?
Bir sosyal çalışmacı da olabilirsiniz ve ya bir doktor.Burada ise size düşen görev insanlara,çocuklara kısaca yardıma ihtiyacı olan herkese yardım etmek,onları iyileştirmektir.Peki bunu kendi hayatınıza nasıl uyarlarsınız bir sosyal çalışmacı olarak çocuğunuz ya da yaşlı bir büyüğünüzede yine aynı şekilde aynı görüşmeleri yapıp yardım edebilir misiniz,bir doktor olarak kendi canınızdan kanınızdan olan birini yine aynı azim ve çabayla ameliyatını yapabilir misiniz? Karşınızda ki kişinin sevdiğiniz biri olduğunu unutup olay kötü ve ya iyi ne olursa olsun yine de mesleki kimliğinizle hareket edebilir misiniz?
Ya da tüm bunları geçelim siz tüm bunların dışında meslek hayatınızda öğrendiğiniz bilgiler,tecrübeler doğrultusunda kendinizi sorguladınız mı,öğrendiğiniz bilgileri kullanarak kendinize sorular sorup ben ne kadar iyim,ruh halim nasıl benim nasıl bir hayatım var ,ben mutlumuyum,beni üzen şeyler neler,bunlar ile nasıl başa çıkabilirim gibi sorular sordunuz mu?
Bu soruların cevabını elbette ki bilemiyorum çünkü bunların tüm cevabı sizde.Birer meslek sahibi kişiler olarak sürekli bir koşuşturma içerisindesiniz çünkü iş beklemez ve size ihtiyaç duyan bir çok kişi var herkes gibi sizinde görevinizi yapmanız gerekmektedir fakat çoğu zaman tüm bu koşuşturma içerisinde insan bir türlü kendine vakit ayıramıyor öyle değil mi? Bazen şöyle bir zaman olsa da kendimize gelsek dinlensek diyorsunuz çünkü hem bedenen hem de ruhen buna ihtiyacınız var.Ama bazen bu zaman geldiğinde çoğu kişi hep bedensel olarak dinleniyor insan sadece bedensel olarak değil ruhen de dinlenmelidir.Bu zamanda bir köşeye çekilin mesela kendinize sorular sorun siz gerçektende kendinizi çok iyi tanıyor musunuz,sizi neler mutlu eder bu dinlenme sürecinde sizi gerçekten ruhen dinlendirecek şey nedir,sizin neye ihtiyacınız var gerçekten yalnız kalmaya mı yoksa sevdiklerinizle dolu bir kalabalığa mı,ruhunuzu tam olarak sizden ne istiyor? Ruh haliniz kötü ve ya iyi olduğu zamanlarda çalışmalarınızı etkiliyor mu yoksa mesleğinizi gerçekten gerektiği gibimi yapıyorunuz? Kötü bir gün geçirdiğinizi farzedelim ve işe gitmeniz gerekti siz bu esnada ne yapardınız, yaşanan her ne olursa olsun deyip o kötü anı dışarda bırakıp mı yoksa aman şu an çok yorgunum, üzgünüm diyerek mi gidiyorsunuz işe? Aslın da bunların her an insanın kendi kendisine sorması gereken sorular olduğunu düşünüyorum çünkü moralinizin kötü olması ve onu üzerinizden atmadan işe asık bir yüzle,yorgun bir halde gitmeniz mesai arkadaşlarınızı da sizin kadar etkiler ve o gün sizin için artık tamamen bitmeyen bir gün olarak ilan edilir sanki her şey üzerinize geliyormuş,işler sizin aksinize gidiyormuş gibi olur ama aslında öyle değil bunu yapan yine kendinizsiniz yaşanan olayalara mantıkla yaklaşabilirsiniz o gün kötü bir gün olmuş olabilir ama güne gülümseyerek başlamak sizin elinizde kendinizi mutlu etmek sizin elinizde,işe gülümseyerek gitmeniz pozitif enerji saçmanız bu enerjinin size geri dönmesini sağlar aksi bir durum zaten aksini yaşatır.