MODA UĞRUNA

Günlük hayatımızda sıkça kulandığımız bir kelime moda. Merak ettim ve tarihçesini araştırdım. "13. 14. Yüzyıllarda Paris'te başlamıştır." diye düşünürken, milattan önceki zamanlarda başlamış olduğunu şaşkınlıkla öğrendim.
Eski çağlarda moda demek, iklim şartlarına göre giyinmek demekmiş. Sıcak iklimlerde ince ve beyaz kumaşlar, sandaletler; soğuk iklimlerde de yünlü kumaşlar ve çizmeler tercih ediliyormuş doğal olarak ve bunun adına da moda deniyormuş.
13. Yüzyıllarda, asilzadeler kaliteli ve pahalı giyinerek moda kavramını ulaşılması zor bir alana çekmişler. 19. Yüzyıla gelindiğinde, sanayi devrimiyle birlikte moda, artık her insanın hayatında kolaylıkla yer eden bir şey haline gelmeye başladı. Kapitalizm olgusu devrimle birlikte bütün dünyaya yayıldı ve moda artık bir seçenek olmaktan çıkıp, neredeyse 'zorunluluk' halini almaya başladı. Büyük firmalar her yıl farklı bir giyim tarzı ortaya çıkardılar.
Dünyanın en komik modası bence, çocukluğumun 90'lar modasıydı. Kocaman vatkalı ceketler, (o iğrenç vatkalardan öyle nefret etmişim ki, kıyafetlerimdekileri hiç tutmaz hemen koparır atardım), yine devasa boyutta kemerler, yüksek bel pantolonlar, bayanların olmazsa olmazı kabarık röfleli saçlar ve daha neler neler. Neredeyse herkes bu şekilde dolaşırdı. Tabii ki tesettürlü bayanlar hariç. Onların çizgisi her zaman belliydi.
Günümüze geldiğimizde ise durum içler acısı bir hal aldı. Yeni nesil genç kızlar 'tesettür' kelimesini tamamen yanlış anlamaya başladı. Başlar alabildiğine örtülü, geri kalan yerler ise alabildiğine meydanda! Ya başındaki eşarba uygun giyineceksin ya da o Allah'ın ayetini başında taşımayacaksın.
Erkeklerin modasına gelirsek; onlar da çocukluklarından kalma dar ve kısa pantolonlar ve neredeyse yok hükmünde olan çoraplar giymeye başladılar.
İşte kapitalizm kazanç uğruna gençleri bu acınası hale getirdi. Gençler haricinde yaşını başını almış insanlar da bile bu absürtlüğü görmek ne yazık ki mümkün.
Bir insana, kendisine en uygun kıyafeti giymesi o kişinin kendi tarzı kendi modasıdır. Kendi tarzımızdan şaşmamamız temennisiyle...