Sipahi Mehmed Ağa su sıkıntısı olduğunu yineledi. "Bu yörede su kıttır ve bazı kuyularda ise acı su vardır.Burayı bilmeyen devlet memurları,yabancı devlet ricâli veya seyyahlar bunu bilmezler kimse de demez bu acı sudan içenler birden sarhoş olurlar.Bazen buraya neden geldiğini unutanlar bile olurdu" dedi.
Elimizdeki evrakları gösterdim ve
-Biz üç kişiyi arıyoruz Sipahi Mehmed Ağa dedim.
Merakla gözlerini şaşkınlıkla daha da açan Sipahi Mehmed Ağa önce yutkundu:
-Hayırdır inşallah kimmiş bu aradıklarınız dedi.
Hakkı Mehmet Efendi ise sözlerine şöyle devam etti:
-Sinan Çavuş, Serhenk Kalender ve Dizdar Kemal Efendi.
Sipahi Mehmed Ağanın bu üç kişiyi çok iyi tanırdı.Bu kaldıkları evin dışında bir evi daha vardı o da Dizdar Kemal Efendi ile Sinan Çavuş iç kaledeki evlerinin yanında bulunuyordu.Sipahi Mehmed Ağa bu iki komşusunun bir hafta evvel Modon'a mal satmaya gittiklerini ve atlara yükledikleri zahire, zeytinyağı, deri gibi mamül ürünleri sattıktan sonra Menekşe'ye geri döneceklerini ifade etti . Sinan Çavuşun ordudan emekli olduktan sonra biriktirdiği parayla Zeytinyağı fabrikası kurduğu ve diğer komşusu Dizdar Kemal Efendinin ise kale komutanlığından emekli olunca kazandığı paralarla deri atölyesi ile değirmen kurduğunu söyledi.
Hakkı Mehmet Efendi :
-Modon buradan ne kadar uzaktadır sorusuna
Sipahi Mehmed Ağa:
-Herşey yolunda giderse bir hafta sürer diye yanıtladı.
Sipahi Mehmed Ağa'nın büyük dedesi Venedikliler ile yapılan bir savaşta onlara yardım ettiği haberi üzerine görevinden azledilmiş ve ardından suçsuz olduğu anlaşılınca görevine iade edilmişti.
Venedikliler, Karlofça Antlaşması hükümlerini tamamen ihlâl ederek Karadağ'daki isyanı teşvik edip isyancılara yardım edince ve İstanbul Mısır seferleri yapan Osmanlı ticaret ve hac gemilerine saldırınca 1715'te Sadrazam Silahdar Damat Ali Paşa Venedik'e savaş ilan ederek Mora Seferi'ne çıktı. Bu seferi Korint, Anapoli, Modon, Koron, Navarin kalelerini fethederek zaferle sonuçlandırdı. Fakat Venedik'in bağdaşığı olan Avusturya sert bir tepki ile Karlofça Antlaşması gereğince Mora Yarımadası'nın Venediklilere geri verilmesini istemesi üzerine, Avusturya'ya da savaş açıldı.
Yeni görev başına geçen Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa barış yanlısıydı. 21 Temmuz 1718 tarihinde Osmanlı İmparatorluğu, Avusturya Arşidüklüğü ve Venedik Cumhuriyeti'yle günümüzde Sırbistan sınırları içinde yer alan Pasarofça kasabasında bir barış antlaşması imzalamaya razı oldu. Pasarofça Antlaşması'yla Osmanlı İmparatorluğu Belgrad, Temeşvar'ın Banat bölgesini Avusturya'ya vermek zorunda kaldı. Ancak Venedik'ten fethedilen Mora ve Dalmaçya kıyıları Osmanlı'ya bırakıldı. Sadece Girit ve Mora arasındaki Cerigo adacığı Venedik'e bırakıldı ayrıca Pasarofça Antlaşması, Lâle Devri (1718-1730) sürecini de başlatmıştır