MURTAZA VE MUSA

Musa İstanbul a geleli beş ay olmuş hala bir iş bulamamıştır.Bir gün gene iş bulma umuduyla
İstanbul sokaklarında dolaşırken müthiş bir kalabalık görür ileride.Merak içerisinde kalabalığa
yaklaşır,yaklaşır da yaklaşmasına bir anda etrafını bir insan seli kaplar.Dalgın dalgın dolaşırken
Beşiktaş İnönü stadı nın önüne kadar gelmiştir.Kalabalıktan çıkmak ne mümkün , kalabalık ile
birlikte bir o yana bir bu yana savrulur.Artık nefes alamaz hale gelmiştir.Tam artık takati tükenmiş kendini bırakmış yere yığılacak iken bir düdük sesi,kekin sert bir şekilde bir daha.
Bir anda kalabalık ikiye ayrılıp bir koridor oluşturur.İleriden biri gelmektedir.Yaklaştıkça tanıdık
gelmeye başlar bir de bakar ki Musa,bu gelen kişi hemşehrisi Murtaza değil mi.Düdüğe saygı-
sından biraz çekingen birazda ürkerek ,
_Murtaza,Murtaza.
diye bağırır.Murtaza yanına yaklaştığında Musa nın kolundan yapışıp kalabalıktan çeker çıkarır
artık beraber yürümeye başlamışlardır kalabalığın arasındaki koridorda.Kapıya geldiklerinde
bir düdük kapı açılır içeri girerler.Yerlerine yerleştikten sonra Musa.
_Ulan Murtaza beden terbiyesi müdürümü oldun sen ?
der.Eliyle sus işareti yapar Murtaza.Maçın heyecanı ile bir daha konuşmazlar.Maçın ardından
gene düdük çala çala caddeye çıkarlar.Murtaza
_Şuradan bir arabaya binelim.
der,ama ne mümkün binlerce insan bir otobüs dursa yüzlercesi saldırıyor.Murtaza gene bir düdük ileriden gelen taksi zınk diye durur,kimse de taksiye binmeye yeltenmez.Binerler
taksiye gidecekleri yere vardıklarında Murtaza elini cebine atar.taksici
_Aman efendim olurmu kesinlikle almam tamam benden olsun.
der,
_Ulan Murtaza şöförler odası başkanı mı oldun sen ?
Murtaza gene sus işareti yapar.Biraz ileride bir kalabalık kasap ta indirim varmış o gün
_Şuradan bir şeyler alalım
der Murtaza bir düdük hop sıranın önündeler kasap
_Hoş geldiniz buyurun ne arzu edersiniz?
Murtaza
_Şuradan biraz antrikot ,bifteklik.kıyma birazda kuzu prizola
_hemen efendim
der hazırlar kasap paketleri ,Murtaza elini cebine atar kasap
_Aman efendim olurmu lütfen görmemiş olayım
der,çıkarlar dışarı manav market gene aynı düdük aynı hürmet.
_Ulan Murtaza belediye başkanı mı oldun sen?
Murtaza tekrar sus işareti ile susturur Musa yı.Oradan bindikleri bir taksiyle apartmanın önüne gelirler Murtaza taksiciye beklemesini söyler,paketleri kızlarına veren Murtaza Musa ya
_Bu akşam bizdesin bırakmam bir yere yemeği de dışarıda yiyelim.
der ve tekrar taksiye binerler ve bir restoran ın önünde dururlar.bir düdük bütün personel
kapıda karşılarlar ve restoran ın en güzel köşesinde açtıkları masaya buyur ederler.
_Buyurun efendim ne arzu edersiniz ?
_Masayı donatın lütfen
der Murtaza.Masa hemen donatılır yok yok tur bir kuş sütü eksiktir.Musa gene bir şey diyecek olur Murtaza sus işaretiyle susturur.Yemekler yendikten sonra artık kalkacakları
sırada Murtaza elini cebine atar fakat restoran müdürü koşarak gelir ve,
_Aman efendim olmaz bizlerin ikramıdır afiyetler olsun
der kapıya kadar geçirir uğurlar.Geç vakit eve geldiklerinde yorgunluktan bitap düşmüşlerdir.
Murtaza kızlarına seslenip birer yorgunluk kahvesi ister.Musa ne kadar sıkıştırdı ise de kolayla
laf alamaz Murtaza dan.Kahveleri yudumlarken Murtaza Musa ya güvenmiş olacak ki artık
başından geçenleri anlatmaya karar verir.Taksicilikte başından geçenleri anlattıktan sonra
asıl Musa nın merak ettiğini anlatmaya başlar.
_Bir gün parkta oturuyorum canım sıkılmış bir şekilde elimdeki zinciri sallarken bir anda ucundaki düdüğü kuvvetlice öttürdüm.Baktım ileriden bana doğru koşarak biri gelir,karşımda esas duruşta
_Buyurun amirim
der.
_Bende bozuntuya vermeden nasıl asayiş berkemal mi dedim.
_Asayiş berkemal amirim her şey yolunda.
_Tamam görevine devam
_Emredersiniz amirim,der uzaklaşır.Oradan kalktıktan sonra ara ara düdüğü öttüre öttüre
gidiyorum her yerde bir hürmet bir saygı.İşte kardeşim böyle başladı bu iş.
O gece çok düşünür Musa sabahı zor eder.Sabah kahvaltıdan sonra Murtaza ile helalleşip
ayrılır evden içini müthiş bir heyecan sarmıştır sabırsızlıkla yolda yürürken ileride bir av bayii
görür dalar içeri hemen bir düdük alıp parkın yolunu tutar.Oturur bir banka bakar etrafına
ve çalar düdüğü tüm nefesi ile.İleriden üç dört kişi koşarak kendisine doğru gelmektedir
heyecan içerisinde beklerken adamlar yanına gelir ve kollarına girerek,
_Yürü bakalım karakola
derler ve karakolda
_Komiserim bu şahısı parkta yakaladık elinde düdükle sahte müfettiş kılığında yakaladık.
komiser
_Utanmıyor musun vatandaşı kandırmaya atın bunu hücreye
ne olduğunu anlamaz Musa nezaret de düşünürken demek keramet düdükte değil öttürmekteymiş der ve cezasını bekler...