Müthiş bir saygıyla anıyorum
Bambaşka içerikler düşünürken hepimizin şarkılarında hüzünlendiğimiz , ezberimize bir şekilde kazınmış , sanatçı kişiliğine son derece saygı duyduğum rahmetli Murat Göğebakan hakkında bir şeyler söylemek isterken buluyorum kendimi.
Kısaca bahsetmek gerekirse , Murat Göğebakan severek bir evlilik yapıyor.Sanatını da ilerleterek şöhretinin zirve yaptığı bir dönemde kahvaltı masasında yığılıp kalıyor.Yoğun konser programlarının olduğu bu dönemde apantisti patlamak üzere sanılarak araştırılıyor ve lösemi olduğunu öğreniyor.Hastalığın başlangıç evresinde olduğu anlaşılıyor ve tedavisine başlanıyor.Oda kapısına
"Benim büyük bir Rabb'im , küçük bir derdim var." yazan bir kağıt astırıyor aylarca buna bakıyor ve iyileşerek taburcu oluyor.
Hastalığı sürecinde çalışamadığı için hastane masrafları sebebiyle borçlanıyor.Güçlü bir inancı olan sanatçı tekrar müziğe dönerek borçlarını ödemeye başlıyor fakat son derece acı bir sürpriz çıkıyor karşısına.Bu dönemde en büyük desteği beklediği eşi onu aldatıyor.Boşanıyorlar.
Göğebakan ihaneti kabullenemiyor ve içine kapanıyor.
Bir yazı okumuştum:
"Özellikle susmak , susturulmaktan daha tehlikeli.Sesinden vazgeçenin içine bakmayı yüreğiniz kaldırabilir mi ?" Susturulanlar bir gün elbet konuşuyor fakat bile isteye susanlar ? Bir şey söylemeye takâti kalmayanlar ? Yalnızca Allah kalıyor geriye.İşin sonunda hepimizin döneceğimiz olan yer , Yüce ALLAH.
Her şeyin Allah'tan geldiğine ve Allah'ın kimseye kaldıramayacağı yükü vermeyeceğine inanan Göğebakan eşini ayıplamak istemediği için acısını içinde yaşıyor ve tekrar kansere yakalanıyor.Röportajında mütavazılığı , her şeyi kabullenişi ve şükredişi , kimsenin malında gözü olmayışı , tüm kırgınlığına rağmen eşine ve herkese her şeyin en iyisini diliyor oluşu , tüm bunlara rağmen hastayken eşinin yanında oluşu ve hastane masraflarını dahi ödemiş olmasını dinliyor görüyoruz.
Çok samimi soruyorum , bu kadar nahif bir ruha denk gelmiş miydiniz daha evvel ? İhanete karşı en büyük intikam hayatına devam etmektir.Görmezden gelmektir.İç dünyanızda zorlansanız bile o defteri kapatabilmektir.Böyle bir durumda o kişi için Allah'tan en iyisini dilemek o kişinin aldığı ahı kaça katlar kim bilir...Sana Allah merhamet etsin ben kimim ki? Birçok insanın günümüzde intikam peşinde yıpranmasına karşı mükemmel bir duruş olduğuna inanıyorum.Mutlaka eşi de pişmanlık duymuştur , insanız hatalar yapabiliriz.Örnek teşkil etmesi adına içimdekileri paylaşmak istedim.
Suskunluğunu şarkılarıyla bozan sanatçının eserlerini tekrar sözlerine dikkat ederek dinlemenizi öneririm.
"En güzel yarınlarla sen açtın aramı , kalbim yaralı!"
"Gözlerimde çiğ damlası , gözlerimde umut haresi hani bir gün gelip sen de seversin diye.Yaralı kalbimle seni beklemekteyim."
"Kahretsin ben seni geceyle gündüzün arasında sevdim.Bedenimi almaya gelen azrailin pençesinde sevdim yâr ! Öylesine yandım ben sana."
"Neredesin ay yüzlüm ? " Diye soruyor...
Annesi Göğebakan'ın vefatının ardından
"Oğlum kanseri yendi , ihaneti yenemedi." diyor.Bir yorum okudum bunun hakkında
Murat Göğebakan'a ithafen : "Sanki mezarına çiçek getirse affedecek gibisin..."
Bir sevgiyi ziyan etmek basit bir mesele değildir dostlar.
ALLAH gani gani rahmet eylesin.