Mutlu evliliğin sırrı nedir sizce? Aynı görüşte olmak,yaşıt olmak,aynı tutkuyu aynı heyecanı paylaşabilmek,mantık evliliği yapmak,aşk evliliği yapmak??? Gibi gibi. Bunlar gibi onlarca teori sunulabilir "mutlu evliliğin sırrı " adı altında. Tabi o sırrı kim neye göre belirliyor tartışılır. Birisi mutluluğu çiçeklere boğulmak diye nitelendirirken,bir başkası eşinin seçtiği patatesleri kendisinin kolay soyabileceği şekilde seçmesini gerçek aşk olarak tanımlar. Birisi karısının ona sofralar kurmasına aşıkken,bir diğeri işten geldiğinde yumuşak tonda bir "hoşgeldin hayatım'ı" huzur diye tanımlar. Mutlu evliliğin sırrı nedir bence henüz kimse bilmiyor. Ama evliliğine parmağını sokan milyonlarca insanın karşısında sağlıklı,aşk dolu bir 12 yıl geçiren Pınar-Yagmur Atacan ikilisini canı gönülden tebrik ediyorum. İki kaynana dırdırının boşanma sebebi olduğu günümüzde milyonlara kafa tutan bir evlilik var karşımızda. Özellikle de Pınar hanımın üstüne oynanıyor yaşı büyük diye. Kendinden 20 yaş küçük kızlarla evlenen erkeklerin haklı bahaneleri arka arkaya sıralanırken,kadın büyük olduğunda en çirkin ithamlarla sucluyoruz onu. Pınar Altuğ'u seversiniz sevmezsiniz,en fazla yapacağınız şey takip etmemek,onunla ilgili haberlere bakmamak. Bu kadar. Ama yok önce ısrarla takip edilir ki itinayla kusuru bulunsun diye. Yoksa nasıl bulunacak ki açığı değil mi. Ve eminim ki ona taş atanların bir çoğu her gün "mutlu evliliğin 10 altın kuralı " diye araştırmalara giriyordur. İçimizdeki boşluğu,değersizlik hissini başkalarını aşağılayarak geçiremeyiz. Bu şekilde tam tersine bizi yiyip bitiren ne kadar eksiklik,değersizlik,öz değer sorunu varsa daha da besler,daha da güçlendiririz. Yapacağımız en iyi şey kendimize dönüp kendi eksiklerimizi onarmak. Kendisiyle yüzleşemeyen insan durmadan nefretini kusacağı birilerini arar. Bugün Pınar olur,yarın Ali,öbür gün Fatma. İsim önemli değil,kendinden kaçmaktır esas olan. Ancak her kaçışta biraz daha mahkûm oluruz kendimize. Kendinden kaçmanın panzehiridir kendinle yüzleşmek. Ve sıkıntınız ne olursa olsun bibliyoterapi(kitaplarla iyileşmek) önerebilirim mesela. Çünkü şahsen ben bana onlar kadar iyi gelen bir ilaca rastlamadim henüz. Ve belki "mümkünse "ki kanımca bu çok zor,sizi gerçekten anlayacak,asla hiç bir duygunuzu,hissinizi yargılamayacak bir dost. Bunlar varsa elinizde bakın göreceksiniz, sizin dünyayla,dünyanında sizinle işiniz olmayacak.