Bazı şarkılar var sözleri güzel olan, bazıları var ritmi güzel olan ve bazıları var ki ikisi de güzel olan. Ama insanlar var, sözleri hulâsa ile reddedip ritmi olanı çevresel olarak kabul ederler. Hiç anlamasalar daha iyi, yanlış anlamlar düzeltilmiyor. Bir diğer yönden ise kişinin niyetini belirtiyor. Seni kaybettim gibi ifadeler buna örnektir. İnsan kaybedilmez, insan kaybolur. Kaybolan yok olmaz, bir tür ruh enerjisidir bu. Yani insan birisini esasında kaybetmiyor. Sadece kaybettiğini zannediyor. Bu aldatmacanın kaynağı ise sözlerin tükenmesidir. Sözlerin kaynağı dil ve dilin kaynağı akıldan geliyorsa, zeka seviyesine bağlı olarak gelişim, koptuğunda da yine zekaya bağlı olarak ortadan kaybolur. Kayıpla ilişiği yoktur. Kazanmak ve kaybetmek sadece ödül ve ceza sisteminde geçerlidir. Müziğin bir başka türü ise yalnızlık aşılayan anlam ağırlıklı olanlardır. İnsanlar ya duygusal olduğunda ya da duygusal olmak için bu tür müzikleri dinler ve ruhuna yakıştırır. Bazen başkaları adına da yakıştırır. Müziğin ruha hitabı bir yoldur fakat koşul değildir. Bu sebeple ki müzik bir dünya veya evrene işaret etmez. Ertesi gün yine hiçbir şey olmamış gibi devam edilebiliyor. Edilmediğinde ise bilinçaltına bir yerleşme söz konusudur. Kişiler, sözler veya herhangi diğer unsurlar bilinçaltına zaman içerisinde ya da anlık durumlarda yerleşebilir. Bunun için beklenmedik bir şey olması yeterlidir. Kişinin tecrübesi olmadığında rüya sıklığı artacaktır. Ancak kayıp tecrübeleri buna dahil değildir. Müzik de bu şekilde yerleşir. Yani ruh ile bütünleşmiş bir şey yoktur. Bir hitap vardır sadece. İnsan neye ya da kime âşık olacağını bilmiyor. Şarkılara da bakın, bir muamele istiyor insan, onu da şarkıda arıyor. Sözler ve ritimler, notaların ruha bir oyunudur. Ruhsuz insanların ise ruhudur. Üst bir ruha bakacak olursak, müzik ekseninde dolaşır, ruh merkezdedir. Ruh dünyaya ya da şahıslara yüklenmez. Geleceğin insanıymış, buyruk kabul etmez ruhuna, fizik ortamda ise katlanır derecede mevcuttur. İdare eder çoğu durumu, idare etmezse ruhu çatlar, yıkıma uğramış bir hâle bürünür. O zaman yas üzerine müzikler mi çalınır? Ya da yeniden doğmuş, o zaman da motivasyon için ritmik müzikler. Müzik eşliğinde konuşmak cesaret ister, geleceğin insanıymış. Ruhunu parçalar mıydı onu yeni tanıyan? Yapardı, ama kutlama istemez, zaten kutlanmaz da. Duyabiliyor musun bir parkın banklarında... Ölü bir ruhun cenazesi de kaldırılmaz. Psişesine bir otopsi de deneyemezsin. Öyleyse mezarı göklere doğru yükselir. Ama müzik eşliğinde değil, müziğin ruhu eşliğinde. O da yine tin içinde, eksen etrafında...