Ne arıyordum ki 1.5 yıl önce bir parkın arkasında? Oysa mutluluğun arkasında hüzün yatar her zaman. Aradığımı bulamadım derken ruhuma işlemiş belki de. Bir daha gitsem bulurum dedim, ama gidemem bir daha. Sesimi de duyuramam ya. Duyursam da gidemem. Gidersem tüketirim kendimi, tüketirsem ne umut kalır, ne inanç. Elde bir not defteri, bir de serzenişler.. Onlar bile kalmaz, endişeye gerek yok, ölümü kabul ettim ben, şu an anlamsız belki ama öldüğümde daha anlamlı olacak biliyorum. Kim bakar yılın ardından geçmişe? Ölümü kabul edenler geçmişe bakar benim gibi. Geleceği boşveriyorsan, ya şimdi ya da geçmiş kalır elde. Ben en yoğun zamanlarda ruhumun topraklarına.. Çok inanç, umut, sevinç gömdüm, ama mezar olsun diye değil. Şimdi ben öldüm, sureti Dyuzsa gibi. Ama bu kez mezar oldu, ruhumun mezarı oldu. Sebebi ise inanç, sevinç ve umudun ölmesidir. Topyekûn öldürülmesi değil de, bir yek içinde kendiliğinden ölmesidir..