Derin rüyaları vardır kimilerinin. Karanlığın içinde kendinin nerede bittiğini, digerlerinin nerde başladığını bilemeyişi umursuzluğuna düştüğü an göz kapakları aralanır. İçine dolan dünya da fısıldıyorsa kabulleniş yakındır. Yaşamadığı için ölmeyi beceremeyen ruhlar henüz firardayken gerginliği; hoyratlığından, bilmez misin?
Öne serilmiş farkındalıkta seninkinin kusulmuş bir hayat olduğunu işiteceksin ve soluğun kesilip parmak şıklatacak sana; zorlanmış ve atılmış.
İzin verildiği hadde nefesi içine çekilen trachealar istekleri öneme alınmaksızın modernize bir ilkelliğe gidiyor sen yönünü alıcılarıyla oynanmış kalbine çevirirken. Anlamıyor musun? Kim elini uzatsa delik deşik, üstelik sende kan içindesin.
Gör artık! Dünyanın düzenini sen ve senin gibi arada kalanlar ve hayata tutunmaya çalışanlar bozuyor ve inan bir dileğim kafasındaki tilkilerin kuyruklarını birbirine bağlayanlarla kendini boy ölçüştürmüyor olmanı ummak olurdu şuan. Çünkü sen yalanlarla üşürsün, hakikatin sesi zihnindeki bulanık, kirli suyu dağıtmayı başarır ancak.
Aksini iddia ediyorsan durma ama, insanın bıraktığı her tesir bir düşman yaratır içinde, bil.
Ve her kötülüğünse iki tedavisi vardır diyorsa Dumas, vakit ve sükut senin için daha da önem arzetsin, küçük. Çünkü sudan korkan balığın işi zor.