Ramazan.. Ümmet-i Muhammed'in ayı.
" O ayda cehennemden azad olmayanın burnu yerde sürtünsün " buyurdu Allah Rasûlü. Ve öyle ki ; " İnsanlar ramazanın önemini bilselerdi on iki ayıda da oruç olma pahasına Ramazan olmasını isterlerdi.. "
Ramazan kelime olarak yağmura benzetilmiş.. Yani günahları yağmur gibi temizler demiş alimlerimiz. Yine Ramazan sıcak taşa basınca ayağının yanması gibidir demişler. Yani günahları yakar , bitirir..
Şimdi ki Ramazanlar ne kirlerden arındıran yağmur , ne de günahları ve gönlümüzü yakan ateş değiller..
Neredeyse bu ayın da yarısına geldik.. Çabuk geçmesiyle beraber ne kadar ihya ettiğimizi sorgulamak istiyorum. Ramazana girerken ne gibi kararlar aldık ve kaçta kaçını uyguladık sorusunu sormadan önce ; acaba oruç ayını kaç kişi oruçlu geçiriyor diye sormak gerekir. Ne yazık ki Ramazan'ın gelişini caddelerden anlayamıyoruz. Büyük bez afişlere ' NEREDE O ESKİ RAMAZANLAR " yazmakla da kadim Ramazan ihya edilmiyor. Toplumumuz da oruç tutanlar gün geçtikçe azalırken , caddelerde yiyip-içecek kadar duyarlı (!) ve kutsalına saygılı bir nesille karşı karşıyayız. " Oruç irade için tutulur , cadde de yenilen yemekten rahatsız oluyorsan tutma ! " diyecek kadar orucun anlamından ve müslüman ruhundan uzak bir insanlığa dönüştük. Geçtiğimiz günler de bir lise öğrencisi ; " komşumuz falan oruç tutarken zorlanıyor , tekne orucu tutabilir mi " diye sordu. Gülemedim de , ağlayamadım da .. Koca adam için tekne orucu fetvası isteyen lise öğrencisine tam gün oruç tutmak için anneme yalvaran ve genel iftar günü babamı arkasına alarak tüm gün oruç tutan sekiz yaşındaki kardeşimi anlatamadım.. Hangi ara bu hale geldik ? " Namazını kılar , orucunu tutar" tanımına uyan birileri kaldı mı acaba bilemiyorum.
Sokakların hâli içler acısı.. Önünüzde yürüyen kişinin kafasını görene kadar cinsiyetini anlamıyorsunuz. Kulaklarda küpeler , kaş da , dil de daha bilmem nerelerde piercingler şimdi çok revaçta. Mağazalar da kadının da erkeğin de giyeceği giysiler ve bunun için özel reyonlar var. Girdiğimiz de tesettüre uygun bir şey bulamadığımız şu mağazalar hayvanlaşmayı destekleyip baş sponsorluğunu yapıyorlar. Tüm bunları okurken bu ülkenin % 99 'unun müslüman olduğunu sakın aklınızdan çıkarmayın.
Konu Ramazandı.. Hangi ara buralara geldi bilemesem de , bunların ihya edilemeyen Ramazan ile paralel ilerlediğini biliyorum.
Bir de iftar sofraları var çeşit ve sunum yarışına girilen.. Hurma ile oruç açma sünnetine uyarak bilmem kaç liralık hurmalarla oruç açanlar efendimizin ve Hz. Aişe'nin Suffa talebeleri yemeden yemediğini bilmiyor ve bir kuruş yardım yapmaktan aciz oluyorlar. Her konuda dem vuracak bir şeyler mutlaka var. Ben iyi görüyor değilim , yalnızca siz körsünüz..
Açta-açıkta kalanları , yalın ayak kağıt toplayan güneşten yanmış çocukları bir ben görüyor değilim herhalde !
Ali Şeriati'nin de dediği gibi : " Neden bu neslin ıslah olması için dua etmekten başka bir şey gelmiyor aklınıza ? Neden başka bir şey yapmıyorsunuz ! "
Ramazanla ilgili birşeyler yazarken kadir gecesinden , âlem şumül kitabımızdan , infaklardan , yüzü gülen yetim çocuklardan ben de bahsetmek istiyorum ama o kadar delik deşik bir çağda yaşıyoruz ki konu oralara varamıyor. Mesela Ramazanın son on günü itikafa kalmak için izin verilmeyip , kapısına kilit vurulan camiler geliyor aklıma. Sonra Ramazan'ın ilk günlerinde arkadaşlarla gittiğimiz teravih namazı geliyor aklıma. İmama yetişemeyişimiz , Bakara suresinin ilk beş ayetini dört rekata böldüğü geliyor. Hani şu kur'anın ilk başında , Fatiha Suresinin yanında olan kısa yer... Teravihler ruhsuz , sahur vakti izlediğim betondan şehirde yalnızca birkaç ışık yanıyor. Mukabeleleri altmış yaş üstü teyzeler uyuklayarak geçiriyor.. Daha söyleyecek çok şey var..
Velhâsıl hocamın da dediği gibi " Biz orucu tutmuyoruz , oruç bizi tutuyor "
Rabbim neslin ıslahı için çalışanların yardımcısı olsun. Kalplerimizi her daim tevhid ile diri tutsun..
17.05.2019