Yıkıldı, kederler sarsmasın diye ördüğüm
Tuğla tuğla; yürekten duvarlar. Taşlandı,
Olur da birinin güneşini gasp ederim
Deyip, perdesini dahi açmadığım camlar.
Bi'kapısı vardı kalbimin; açılırdı bağ bahçalara,
Salıncaklar, kaydıraklar saklamışken yarınlara,
Yıkıp geçtiler üzerinden; ağlamıyorum,
Gözlerim yaşlı ama.
Çekip çıktım şimdi o evden, ardımda kaldı
Dünümdü, günümdü, geçmiş zamanım.
Belki anlaşılmamıştır; belirteyim, hayat yıktı
Gönül evimi; ben, kendi içimde kendime
Bi-kes kaldım.
Az önce düşünce düşüncede... Yani
Sürünürken yaka paça düşüncemin ellerinde,
-Bi'güzel dayak yedim tabi; benliğimin
Sokaklarında, yersiz-yurtsuz kalınca.
Ağzımdan burnumdan geldi şiir, tükürdüm;
Bir avuç dolusu harf, birkaç saat. Kaçtım;
Yalpalaya yalpalaya aklımın şamarlarından,
Yüksek bir tepe buldum da oturdum;
Kalbimmiş meğer üstünde bulunduğum.
Dayağı yeyince afiyetle, unutmuşum tabi
Haliyle; bildiğimi de bilmediğimi de.
Bakarken yüreğimin tepesinden aşağıda
Yerle bir olmuş gönül evime, oralı bile
Olmamış, susmuşum. Vaktin epeyce
Gece olduğu şu saatlerde, yalnız tek şey
Takılmış aklıma; hatırlatın dayaktan silikleşen
Hafızama, sabah olsun da gidip sorayım
İçimin nüfus memurluğuna:
Ben kimim?