hep beni almadan giden küheylan
ben gelince, çoktan gittiğin şehirler
yüreğime bir güneş gibi doğan sevdan
ufukta gün gibi kaybolan ağma kervan
ve arkandan bakan bir ozanın içinde kaynayan volkan
beni yaktın kül ettin peki,
nehir içli akabilir mi
okyanuslar senin kadar bakabilir mi derinden
bakışların dağları da oynatabilir mi yerinden
...
aklımı başıma devşir hadi
oku üfle acıyan yanlarıma
bayrama hasret bedenime
aşkın esvabını giydir
yüreğimdeki yanıklara bakma üşümekteyim
gözlerindeki derin ummanda teammüden düşmekteyim
memnunum çünkü:
o benim sılam, gurbetim
o benim bezm-i elesten memleketim
...
hep beni almadan giden küheylan
ufukta kaybolan ağma kervan
üstelik ne işaret, ne bir iz
önümde inadıma uzayıp giden yollar
söyle,
kuyu ne kadar daha durabilir böyle sessiz
ve ben nereye kadar gidebilirim sensiz
beni yaktın kül ettin peki,
okyanuslar da senin kadar bakabilir mi derinden
ruhumu titreten bakışların
dağları da oynatabilir mi yerinden