Evet yazdım birçok kez, evet sildim anlaşılamayacağıma inanarak. Ben de hatalara teslim oldum, ben de çok yoruldum. Kaybetmekten ben de çok korktum hem de değmeyeceğini bile bile... Düşünsene karşısında yaşlara teslim olmuş ben varken o sırtını dönmüş gidecek yer ararken... Ben doya doya ağlarken karşımda kahkaha atmamak için kendini sıkan sen... Benim de çok ahlarım var ve hepsi sende ve mutluluk da sende. Ben de acı var birde mutsuzluk, hüzün, ağıt, gözyaşı... Yani ne ararsan. Sanırım çok şeye sahibim ve mutlu değilim. Senden nefret etmem hiçbir şeyi düzeltmedi bende, hiçbir şeyi geri getirmedi... Seni geri istediğimi sanma, ben seni hiç tanımamayı dilerdim, ben seni hiç sevmemeyi dilerdim... Yazılarımın içinde olan o 'sen' kelimesinden nefret ettim. Aklıma içimdeki o koca boşluğu hatırlatır oldu, ha! tabi bide bıraktığın izleri... Geçmeyecek olanlardan bahsediyorum. Sen beni terk etsen de beni terk edemeyen o yara izlerine bayılıyorum. En azından bir ders çıkarıyorum, tam birine güvenecekken yaramı hissediyorum...