Obezite İle Yaşamak Zorunda Değiliz

Kilolu insanlar arasında bir #anket yapılsa, istisnasız hepsinin ortak rüyasının #zayıf ve #fit bir vücuda sahip olmayı hayal ettiğini görürüz. Fakat gelin görün ki #obezite ile yaşamak zorunda olmadığımız halde bir türlü şu aşırı ve yanlış yemek tüketme politikamızdan vazgeçemiyoruz. Aslında bir türlü yemeğe doyamadığımız bu güzel yiyecekler #masum görünümlü ve lezzetli katillerimiz. İşin kötü tarafı yediğimiz her lokmanın ömrümüzü kısalttığını da gayet iyi biliyoruz. Bu yüzden #fitness ve çeşitli #aktivite salonları günümüz insanının en gözde mekanları haline geliyor. Peki, sizce bu salonlarda verilen kilolar kalıcı bir #çözüm getiriyor mu? Hemen yanıtlayayım, kesinlikle hayır. Çünkü vücut nasıl kilo aldıysa aynı yöntemle bu kiloları geri vermek zorundadır. Yani işin püf noktası aslında, nasıl ki porsiyonları arttırarak kilo aldıysak aynı porsiyonları küçülterek kilo vereceğimizdir. Üstelik farkına bile varmadan.
Obezite Cerrahisi Sadece Zorunlu Haller İçin Geçerli Bir Uygulamadır
Aşırı tüketime bağlı olarak gelişerek sürekli artan vücut ağırlığını dönemsel olarak obezite cerrahisi metodu ile gidermeye çalışmak akıl almaz bir hatadır. Zaten hiçbir hekim de böyle bir riske kolay kolay girmeyecektir. Dolayısıyla hekimi gerekli olmadığı halde böyle bir operasyona zorlamak kendi yaşamınız ile büyük bir kumar oynamak anlamını taşıyor. Elbette #cerrahi müdahale gerektiğinde bu #operasyon yapılabilir. Fakat hangi uygulama yöntemi tercih edilirse edilsin önceliğinizin mental olarak (psikolojik anlamda) bu operasyona hazırlıklı olması gerekiyor.
Zamana Yaygın Kilo Verme Metotları
Belki yazımızı okurken şunu düşünebilirsiniz “bu tarz binlerce yazı ortalıkta dolaşıyor hangi birini uygulayacağımızı şaşırdık” Özellikle de kibrit kutularının en önemli ölçü olduğu #diyet listeleri çarşaf çarşaf her yerde yayınlanırken. Sizlere tavsiyem, zamana yaygın kilo verme metotlarını bırakarak lütfen böyle bir akıma kapılmamanızdır. Özellikle de 10 günde 5 kilo verdikten sonra 20 günde 10 kilo almamanızdır. Yani şöyle mantıklı düşünelim lütfen, 10 yılda alınan kilonun 1 ayda verilmeye çalışılması sizce de biraz komik bir yaklaşım değil mi? Üstelik böyle bir kilo verme sürecinde vücut dengenizi de alt üst edeceğinize emin olabilirsiniz. Şimdi de porsiyonları nasıl azaltacağız konusuna gelelim. Sizin aklınıza hemen “tabaklara az yemek koyun diyecek, bunu bilmeyen mi var” düşüncesi gelebilir. Hayır, bu şekilde değil. Dilerseniz maddeler halinde sıralayalım.
• Her zamanki porsiyonunuzu yine uygulayın, fakat yemek masanızda bir saat olsun. Yemeği kaç dakikada yediğinizi ve sofradan kalkana kadar geçen süreyi aklınıza yazın
• Bir sonraki yemekte yine aynı porsiyonu tabaklarınıza koyun, ancak bu kez bir önceki yemek süresinden 5 dakika daha fazla masada kalmaya çalışın. Yani yemek hızınızı düşürmeye ve beslenme işlem süresini uzatmaya çalışın.
• Dilerseniz #yemek sırasında varsa masada bulunanlara ağızda yemek yokken kısa sohbetler ilave edebilir veya tam büyük bir iştahla tabağa doğru hamle yaptığınız sırada telefonla bir arkadaşınızı arayıp kısa da olsa hal hatır sorabilirsiniz. Biliyorum “yemek yenilirken konuşulmaz” adabına biraz aykırı bir durum. Fakat kilo vermek isteniyorsa oldukça #pratik bir oyalama taktiğidir.
• Eğer yemek süresini beş dakika uzatmayı başardıysanız. Bu kez aynı mantıkla 10 dakika uzatmaya çalışın. Burada esas amaç tahmin edeceğiniz gibi, hızlı yemeyi frenlemek ve midemizin dolduğu sinyalinin beynimize ulaşabilmesine fırsat tanımaktır. Bu kolay ve basit metodun yanı sıra yemekten bir saat kadar sonra fırsatınız olduğunda yürüyüş yapabilirseniz çok daha #sağlıklı #kilo vermiş olursunuz. Sağlık ve #başarı sizlerle olsun esen kalınız.