"Öldürmek" İçin Değil , "Yaşatmak" İçin Varız
İnsanın doğayla doğrudan bir etkileşimi vardır.İnsanın doğayla ilişkisi doğdugu andan itibaren başlar.İhtiyaçları doğrultusunda ömrünce devam eder.
Aslında doğa insana ihtiyacı olan her şeyi veriyor.Fakat insanoğlu gelişmekle birlikte konfora alıştığı için kendi yiyeceklerini üretmeye , barınmak için binalar yapmaya daha fazla yapmaya başladı.Sistemi paraya dayalı olan bir yaşam savaşına girmişken daha fazla üretim için fabrikalar kurdu.Gelişmekle birlikte gün içinde yoğunluktan rahat bir nefes almayı , yerine gidecek vakti olmadığı için pikniğe gidip yere yalınayak basmayı , temiz bırakmadığı çevre dolayısıyla suyu kaynağından içmeyi unuttu.Unuttukça ona saygısı azaldı.Korumadı.Daha fazlasını yaptı.Her geçen gün daha fazlasını...
İçtiği sigaranın izmaritini doğaya attı , yeni binalar dikmek için doğayı yaktı.Camlar plastikler üretti ve bilinçsizce çevreye attı.Yangınlar çıktı ; ağaçlar , ormanlar , hayvanlar yandı.Hayvanlar YANDI.Sayısız çeşitlilikte hayvanlar , bitkiler tükenmeye başladı.Bir gün insan nefes alabilecek temiz bir hava bulamayacaktı.
Seneler öncesinde atmosfere verdiğimiz zarar neticesinde buzullar erimeye başladı.Pandalar tükenmekteydi.Penguenler sığınacak buzul parçaladı aradı.Bugün kutuplar +38 derecenin eşiğine geldi.Eriyen su yükselecek ve bir gün kıyı kesimleri su altında bırakacaktı.
Doğalını üretemeyecek kadar ortamına zarar verdiğimiz yiyeceklerin sahtesini üretti , paketler içerisine tıktı.Koyduğu katkı maddeleri organlarımıza zarar verdi.
Kurulan termik santraller insanları kanser yaptı akciğerlere zarar verdi.Tarım alanlarına , bitki çeşitliliğine , temiz su yataklarına zarar verdi.İnsan bir gün içebilecek temiz su bulamayacaktı.
Dünyada ki plastik üretimi haddini aştı.Hayvanlar yiyecek sanıp plastikler yiyerek hayata veda etti.Zarar vereceğinden habersizdi onları yuva sanıp sığınmak istedi.
Su kirlendi.Toprak kirlendi.Yediğimiz şey artık plastikti.
Doyumsuzluk öyle bir hâl aldı ki insanlar nefsine tapar oldu.Hiçbir şeyden tad alamayacak kadar psikolojisi bozuldu.Ses geçirmeyen odalarda insana eziyetler ederken gülecek kadar...Vahşi bir hayvanın bile vicdan yapacağı raddede alkışlayarak seyredecek kadar vahşileşti.
Zevk uğruna yanından geçtiği genç kızı kalbinden bıçaklayacak , hiç hakkı yokken eşinin çocuğunun önünde şah damarını kesecek , kadına hayvana rezilce tecavüz edecek , hayvanlara eziyet ederek can çekiştirecek kadar... Ne demeli ? İnsanlığından çıktı insan.Şeytana tapar hale geldi yaktı , yıktı , umarsızca yok etti.
Denge bozuldu.Çaresini bulmak için çırpındığımız virüsler türedi.Bu gidişle yakın gelecekte temiz suya ulaşmada sıkıntılar yaşayacağız kuraklıklar olacak.
Oysaki ! İnsan ekolojik dengede bir yere sahipti , doğayla bütünlük içindeydi.Yiyip , içip , bu dünyadan göçecekti.Yöneticinin kendi olduğu yanılgısına düşen insan , düzenin içinde ufacık bir ayrıntı olduğunu unuttu !
Bir gün dünya geri dönüşümü olmayan bir yola girecek bencilleşmiş insan aslında tüm görevinin onu öldürmek değil , yaşatmak olduğunu farkedecek !
Doğa her zaman bir yolunu bulur.Yaşamak için insanı yok edebilecek güçte yaratılmış
doğa , insana son şansı veriyor olsa gerek.Tekrar doğaya dönüp , onu iyileştirmeliyiz.Çoçuklara örnek olmalı , bilinçli , çevre dostu insanlar yetiştirmeliyiz.İçimizdeki eksikliğin bittiğini görecek , varoluş sebebimizi farkedeceğiz ve
iyileşeceğiz. İçimizde hakimiyet kuran kötülükleri toprak alacak.Her şeye herkese karşı iyileşecek ve merhameti tekrardan hatırlayacağız.Bir söz yazmıştım : "Su bile topraktan alıyorken tadını , toprak hiç güzelleştirmez mi insanı ?" Buna tüm kalbimle inanıyorum . Toprağa dokunduğumuzda bir gün toprak olacağımız gerçeğini tamamen hatırlayacağız.Kendimize geleceğiz.
Bu konuda hemfikir olduğum Serdar Kılıç söyle söylüyor :
"Soyu tükenen tür ,
doğadaki çocuktur."
Lütfen ! Lütfen doğayı yaşatmak için olsun çabamız.