Mümkünü varken konuşmalıydı oysa; yarınların imkansızlığını yaşayan ve anlamanın anlaşılmaya yetmediğini kavramış biri olarak yeltendi konuşmaya. Lakin karşısındakinin itinayla kaçtıklarını ortaya çıkarmak gerekli miydi? Yine bildiğini yaptı , ara sıra içini acıtsa da olması mümkünleri olmaza yormak, bütün soru işaretlerini sessizce gömdü , bir kez daha anlaşılamamanın o sancılı yanlızlığına.