"Ölüm yaşamın karşısında değildir; o yaşamı sona erdirmez, yalnızca onu güzel bir zirveye taşır.
Yaşam ölümden sonra bile devam eder. Doğumdan önce de varolduğu gibi, ölümden sonra da
varolmaya devam edecektir. Yaşam doğumla ölüm arasındaki küçük boşlukla sınırlı değildir, aksine
doğum ve ölümler, yaşamın sonsuzluğunda küçük bölümlerdir."
Batı'da ölüm kötülükle bağlantılı ve özünde olumsuz bir karaktere sahip olarak algılanır. Yaşam ve
ölüm karşıtlık içinde görülür. Bunun temelinde Aristo mantığındaki 'ya o ya da bu' ama her ikisi birden
değil görüşü yatar: A eşittir A, A olmayan ise A'nın karşıtıdır. Bu ikici kavrama göre örneğin kürtaj
karşıtı olmayan herkes kürtaj yanlısıdır. Aynı şekilde ölüm de yaşamın karşıtıdır. Bunun sonucu olarak
genç kalmak gitgide daha fazla önem kazanırken, yaşlandığını gizlemek, yaşlılık konusunda savunmacı
ve af dileyici bir tavır takınmak da zorunlu hale gelmektedir.
Doğu ise ölüm konusunda daha dinamik bir görüşe sahiptir; bu A'nın hem A'ya hem de daha fazlasına eşit olduğuna dair bütünsel bir inanıştan kaynaklanıyor. Doğu hiçbir şeyin mutlak olmadığına, her şeyin göreceli ve devinim halinde olduğuna inanır. Artık çağdaş bilim, tıp biliminde ortaya çıkan yeni anlayış, sosyal bilimlerde dallar arası geçişliliği destekleyen yaklaşımlar tümüyle gerçeği değerlendirirken 'ya o ya da bu' yerine "her ikisi de" yaklaşımının önemini ve geçerliliğini tanımaya başladılar.
Osho Doğu'nun ölümü de içeren yaşam bakış açısını anlatıyor. O yaşamı anlayabilmek, yalnızca varolmak değil, gerçekten yaşayabilmek için, kişinin ölümü tanıması gerektiğine işaret ediyor. Kişinin ölümden korkmaması ya da ona karşı zafer kazanma yollarını aramaması gerektiğini, yalnızca onu bilmesi gerektiğini, bu bilmenin kendi içinde ölümün gerçek anlamını açığa çıkaracağını söylüyor.
Osho yaşam ve ölümün daha büyük bir yaşam bütünlüğünün, kozmik bir yaşamın parçaları olduğu görüşünü getiriyor. Her soluk alışımızda yaşıyoruz ve verdiğimiz her solukla ölüyoruz ama Osho'ya göre ikisi de uyum içinde işliyor. O, döllenme anından itibaren ölmeye başladığımız, o andan itibaren ölüme doğru gittiğimiz düşüncesini sunuyor. Bir tohum çiçeğe dönüşür, biz buna çiçeklenme, büyüme deriz. Aynı şekilde, ona göre, doğum da ölüme doğru büyüyor.
Osho şu gerçeğe dikkatimizi çekiyor: her an ölebileceğimize göre ölüm her zaman burada ve şu andadır. Yaşam ve ölüm ayrı değildir, bir madalyonun iki yüzü gibidirler. Osho'ya göre ölüm gelecekte değildir; her an yaşanmaktadır; gelecekte olduğunu söylemek şu anı görmemezlikten gelip, yanılsama içinde yaşamayı sürdürmek demektir. Onu geleceğe erteleme nedenimiz, egomuzun,"Ben" olma duygumuzun öleceğini asla kabul edememesidir.
Bu yüzden Osho, ölümü anlamanın bir yolunun da egonun yaşamın merkezi olmadığını, asıl merkezin bilinç olduğunu kavramak olduğunu anlatır. Ve ölüm bilincimizi asla öldüremez; o sonsuzdur. Ölüm yalnızca kişinin varoluşunu yönlendirmeye başlayan egoist varsayımı öldürür.
Bu nedenle ölüm olgusu kendi içinde bir çelişki taşır: ölüm gerçeğinden daha büyük bir gerçek yoktur, her şey ona bağlıdır. Aynı şekilde ölüm diye bir şey de
yoktur çünkü ego ve fiziksel beden ölse bile bilinç kurtulur ve yaşamını sürdürür.
Bizler bu dünyaya yalnız geldik.Bakıldık,büyüdük,uzadık,
sevindik,üzüldük...Ve bir gün gelecek öleceğiz.O gün ya hemen şimdidir ya da yıllar sonra ama değişmeyen tek olay "bir gün gelecek bir gün kalacak" olmasıdır.
Bizler toprağın altına tek başımıza gireceğiz.Sevdiklerimiz, ailemiz,dostlarımız ve akrabalarımız biz o 2 metrelik çukurdayken ya üzerimize toprak atacaklar ya da yukarıdan toprağa karışmamızı izleyecekler.
O çok değer verdiğimiz ev,araba,eşyalar...Hepsi burada kalacak.Orada yalnızca biz olacağız...
Korkuyor musun?Korkma.Doğum ve ölüm bu dünyanın değişmeyen şeyleridir.Asıl korkman gereken şey ölmeden önce nasıl yaşadığın.Ölüm,bizi biz yapan değerdir.Bu dünyanın saçmalıklarından kurtaran,baki olmamızı sağlayan şeydir.Bazıları için kavuşma günü,bazıları için yeniden doğma günüdür.Bazıları için ise azaba doğru yoldur.Onlar için ne acı...
İşte bu yüzden ÖLMEDEN ÖNCE ÖLMELİYİZ.Ölmeden önce ölmek demek hem öldükten sonrasını da düşünerek iyi bir şekilde yaşamak hem de zaten ölümün geleceğini bilerek ölümsüz gibi mutlu olmak,eğlenmektir.Önemli olan nokta ise bu iki durumu kavrayabilmek ve yaşamında uygulayabilmektir.
Ruh,ölümsüzdür.Beden ise ölümlü.Bedeninin öleceğini bilerek ruhunu güçlendirip inancına bağlı olmalısın.Ruhunun da ölmeyeceğini bilerek bedeni mutlu etmelisin.Bu da ancak ki ruh-beden dengesiyle mümkündür.
Ruhun ve bedenin dengelenmesi için zihnin de bunlarla beraber dengelenmesi gerekir.İnsan ancak bu üçlemeyle hakikate ulaşır.
Kısacası bu denge için aşık değil AŞK olmanız gerekli.
İşte siz bu dengeyi sağladığınızda -inancınız ne olursa olsun- hayatınız daha mutlu ve huzurlu geçer.Ölüm size korku vermez.Ölüm size yeniden doğuş olarak gelir ve o gün geldiğinde şarkılar eşliğinde gülerek hayatınızı durduracaksınız.Bu yüzdendir ki her zaman tavsiyem inancınızca meditasyonlarınızı yapmanız olur.Çünkü meditasyonlar sizi diğer tarafa hazırlar.Her dinde ve inançta bu böyledir.Siz ne kadar yaşarsanız yaşayın bu hayattan bıkmayacaksınız.Çünkü ruhunuz ölümsüz.Siz dengeyi sağlayıp BİR veya BÜTÜN olduğunuzda ölüm korkunuz da gidecektir.
Gözlerinizi kapatın ve hayatınıza bakın.Şimdi açın.Bir göz açılıp kapanıncaya kadar kaç yıl geçti.Yaşın kaç?Peki şu ana kadar neler yaptın?Yedin,içtin,yattın,okudun,çalıştın...Peki ne öğrendin?Sence de sen bunları yapmak için mi doğdun?Yiyip içip yatmak için mi?Şu Batı'nın hızını biraz kesin lütfen.Şu anınıza bakın biraz.Her şeyi bırakıp ve sakin bir yere geçin,bağdaş kurup yere oturun,sessizlik sizi alsın götürsün,sonra düşünün birazcık.Kimsiniz?Ne için geldiniz? vs vs...
Bu yüzden AN ı yaşamalıyız.Dünya'nın en zengin adamı öldüğünde parası olsa ne olacak?İşte sizin de şu an hayatınızın her saniyesi çok önemli.Daha az önce gözlerini kapatıp açtığında yaşın kadar yıl geçti.Şimdi her saniyenin çok önemi olduğunu anladın mı?Her saniyen çok önemli.Uyan artık UYAN!
AN da yaşamalısın.Her saniyen de çok önemli.Peki ne yapmalısın?Öncelikle öleceğini bilmelisin.Ona göre hayatını inancına göre sağlama almalısın.Sonrasında mutlu olmalısın,eğlenmelisin anlıyor musun?Kafan ne isterse inancın doğrultusunda git onu yap.Çalış,para kazan.Gönlünce sevdiklerinle harca,bağışlar yap.Cimri olma.Zaten öldüğünde gidecek hepsi.Eğlenerek yap yeter ki.
Yalnız geldin,yalnız gideceksin.Giderken,insanların senin için hiçbir önemi kalmayacak.Bu yüzden Dünya'da da kalmasın.
Biri seni üzdü mü?Boşver,özür dilemediği sürece çıkar onu aklından.Seni mutlu eden insanlarla dur.Seni üzen insanların bir göz açıp kapayıncaya yıllar geçerken onların seni üzmesine bir saniyeni bile verme.Yıllarınızı bir fani için heba etmeyin.Eğer sizin için iyi bir olsaydı sizi zaten mutlu ederdi.
Kabul ediyorum,illa ki karşımıza üzecek insanlar gelecektir. Onlar için kendinizi üzmeyin.Her insan sizin için bir bilgidir.
Bakarsınız iyi biri gelir dersiniz ki "bu iyi biri,iyi insanlarla vakit geçirmeliyim".Bir de bakarsınız sizi üzen biri gelir bu sefer de dersiniz ki "bu iyi biri değil,iyi olmayan birine saniyelerimi ayırıp onun için üzülemem,kimse benim hayatımı kötü edemez" deyin.Veya şöyle düşünün.Ya siz bu hayatta tekseniz,herkes birer hologramsa...
Her şeye karşı iyi olun.Her şey sizin bir sınavınızdır. Evrendeki her şey sizi anlar.Bunun ispatı ise Sudur.Su kendine iyi davranılınca kar gibi düzgün geometrik şekiller alır ve sizi canlandırırken kötü davranılınca şekli bozuk ve rahatsız edici bir şey olur.Umursamadığınız maddeler bile böyle tepkiler veriyorsa kendinizi,insanları ve canlıları düşünün.Hatta bakın vücudumuz o kadar mükemmel ki özellikle bağışıklık sistemimiz kötü bir şey algıladığında sizden bir şey beklemeden hemen harekete geçer ve savaşır.Uzuvların hepsi aynı zamanda konuşur.Ruhsal şifacıların neredeyse hepsi uzuvlarla ve organlarla konuşarak şifa eder.Bu yüzden başta kendiniz olmak üzere herkese ve her şeye sevgiyle yaklaşın ve iyi davranın ki bu dünyanın görevlerini yerine getirmiş olun.Görevlerini yerine getirmiş olun ki vücudunuzdan huzurlu bir şekilde ayrılın.
Hatalar elbet olacaktır ama AN da kalırsanız düşünerek hareket ederseniz bunlar en aza inecektir.Hatalar ne kadar az olursa bedeninizden çıkarken o kadar az pişman olursunuz.
Bunun için de ÖLMEDEN ÖNCE ÖLMEK GEREK.Sevgi ve aşkla ❤❤
-Osho ile ilgili kaynak Ölmeden Önce Ölünüz-