Ölüm gibi mecburi ve sonsuz
Seni sevdikçe dilime sığınırdı mavi.
Gözlerimi kapattıkça bulutlar dolanırdı gökyüzümde
Ah bilir misin sen ?
İçime uzanan yollarının
Kelimelerimin mahremiyetini zorlandığını
Bilir misin ?
Yüreğime uzanan her sözünün neşesini
Göğüs kafesimi parçalayacakmış gibi atan kalbimi sensiz
ne de zor zabdediyorum sevgilim
Sana uzanmak isteyen
Ellerimi gözlerimi ve kalbimi
Kitliyorum sensizliğin kafesinde arsızlaşıp teselliyi başkasında aramasınlar diye
Sana ayırdığım ömüre başkası el koymasın bakışlarından uzak kalmayayım nasibim olasın diye ne kadar da çok dua ettiğimi bilir misin?
En önemliside eskiye bulanmış ve eskide kalmış biz olmayalım diye ne de çok çaba harcadım seni yüreğimde saklamaya
Senin gelişinle büyüttüğümüz dünyamda sensiz yaşamamak için
Ne çok gözyaşı döktümğümü bilir misin?
Gökyüzünde sensiz her gün ve her saatte
Mesafeler çalıyor aklımın kapısını nedense
Her an daha uzağa gidecekmişsin gibi
Sana kavuşmanın yollarını arıyorum çaresizce
Hiç bıkmadan sıkılmadan her anıyla yaşantımı
Sana ayırıyorum ve seni saklıyorum kefenimin cebinde sensiz ölümü bile düşünemiyorum sersefilce
Dünyada nasıl yaşanır öğretiyorsun hep bana
Ellerinden uzaktan kalmak ölüm gibi
Mecburi ve sonsuz tam da isteğimiz gibi.