Ölüm ve yalnızlık serazattır bir nevi
Dünyanın envai çeşit dertlerinden, derslerinden muaf kalmanın yegâne yoludur.
Özgürlük bir çift şeyle sirayet edip, tedavüle inceden inceye adım atar. "Ölüm ve yalnızlık"
Ve özgür insan daha güçlüdür derdi 90'ların başlarında ağabeyim.
Başların da demesine rağmen, sonlarında kavrayabildim özgür insanın tutsak insana nazaran daha müeyyed oluşunu..
Ah Tanrım ah.
Şimdiler de daha iyi analiz ediyorum Annem'in 2000'lerin ortaların da istek dışı da olsa neden dünyaya gözlerini yumduğunu.
Meğer o güldüğü vakit husûf olan kadının, niçin ayrıldığını beynim yeni idrak ediyor.
Bu pervasız, kerih şehir de özgür kalamadığı için üç günlük ömrünün, ilk gününde uzaklaşmış, yeni tahlil edebildim.. Zira"Rahman ve Rahim"olan Rab bile dünyanın matah bir yer olmadığını açıktan açığa çarpmış yüzümüze defaten Furkan suresinde. "İnneha saet mustekarrav ve mukama."
(Orası cidden ne kötü bir yerleşme ve ikamet yeridir.)
Özgür canlı kime, neye benzer diye bir soru yöneltseniz, kanaatimce ilk basamağa Annem'i koyarım.
Daha doğrusu yalnız ve takdiriilahi olarak kornealarını hayata yumanları iliştiririm..
Ve devamında ise"52 Hertz" balinasını yerleştiriveririm.
O kadar yalnız ve özgür ki, ismi dahi konulmamış. (En iyisi)
Keza, sadası bile diğer türlerinden farklı.
Ne kimseden emir alma gibi bir olanağı var,
Ne de kimseye meftun kalma gibi bir saçmalığı.
Sizler sevgili dostlar,soracaksınız biliyorum
Ya sen, sen özgür müsün?
Five words;
Zinhar olamayacağım, taki ölene kadar..