Bazen olur ya açarsınız defteri alırsınız elinize kalemi... Defterin yaprağı size, siz ise ona bakakalırsınız öyle... Ya da açarsınız bilgisayarınızı sonra yazı yazacağınız yeri açarsınız eliniz klavyenin üstünde hazırda beklemektedir.. Ancak yazacak bir şey bulamazsınız.. Öyle bir durumdayım şu sıralar... En sevdiğiniz şarkılardan yardım almak istersiniz.. Yazmak istersiniz ancak yazacak bir şeyler bulamazsınız....
Ancak kararlısınızdır kesinlikle o gün bir tane bile olsa bir yazı yayımlamakta. Boşa yazılmış bir yazıda olsa yazıp yayımlacaksınızdır. Bu kararlılığımız keşke hep olsa diye içimden geçirmeden edemiyorum. Hayatımızda ise ne kadar kararlı bir yapımız olursa olsun, hep bir ikilemin kurbanı olabiliyoruz. Ve net karar verdiğimiz zamanlar ise genelde anlık bir minik öfkenin etkisi ile kararımızı veriyoruz. Bu cümleyi kurarken de aklıma "Öfke ile kalkan zarar ile oturur" sözü geliyor.. bakın yine kararsızlığa düştüm... Bence öfkenin etkisi ile verdiğimiz kararlarda bizim için önem taşıyor. Ancak bu oluşumu alışkanlık haline getirmemekte fayda var...
İkilemler hep olacak ve biz insanların akıllarında kalacak olan o merak duygusu.. Diğerini seçseydim ne olacaktı.. Sizce geleceğe odaklanmak mı? yoksa geçmişte ki hatalarınızdan arınmak mı? diye sorsam neyi seçerdiniz. Ve neden onu seçerdiniz.. Kendinizce bir düşünün. Ne yazık ki düşünmek insanoğluna verilmiş bir özelliktir.. Ancak insanoğlunun ise çoğu zaman en az tercih ettiği bir yöntemdir... Ne mutlu düşünceli ve düşünebilen insanlara...
SEVGİLER