Size küçük bir sır vereyim mi? Bütün hayallerimiz güzeldir. Bunun yanında derin izlerimiz var. Bu derin izler hep hayallerimizin önüne perdeler çekiyor. Hal böyle olunca girişte sorduğum sorular anlamını yitiriyor. Yok bazılarımız hayal kurmaktan korkuyoruz. Çünkü kurduğumuz gibi olmuyor yaşantımız... Payımıza bir keresine keder düşmüştür. Ne yazıktır ki kurtuluşu olmayan bir yol görünmüştür. Biz bir keresine umudumuzu güzelliklerden yitirmişiz. Sonra güzel olan hayallerimizi duvarlar arasına hapsetmişiz.
Ah biraz farkında olsak ne kadar anlamsız, ne kadar olduk olmadık şeyler için ne kadar anlamlı, ne kadar güzel şeylerden vazgeçmişiz. Yaşayacağımız üç beş günlük dünyada ne uğruna feda etmişiz güzel günlerimizi... İşin özü şu aslında duygularımızı ne köreltelim ne de heva edip yüceltelim. Her zaman orta yol olduğunun bilincinde olalım... Aksi halde ömür dediğimiz üç beş günümüzü acısıyla tatlısıyla, iyisiyle kötüsüyle anlamsız bir o kadar bir hiçlikle yitireceğiz.
Siz en iyisi ayrılıklarınızı, vedalaşmalarınızı, kavgalarınızı ve daha bir çok eylemlerinizi hayallerinizle süsleyin. Varsın gerçekleşmesin. Varsın güzel olmasın. Unutmayın! Yapraklar sararırken aynanın karşısında yüz hatlarımızdaki buruşukları farkediyoruz...
Mevsim geçişlerinde yaşlanıyoruz, bir kış gününde saçlarımıza aklar karışıyor... Bir de bakmışız bir yaz gününde ölmüşüz....
Ömür dediğimiz şu kısa sürede bari hayallerimiz eksik kalmasın. Hayallerimizle bir çok eksiğimizi tamamlayabiliriz.
Unutmayın!