Özgürlük herkese eşit şartlarda ve yöntemlerle öğretilirse öğrenim tamamlandıktan sonra artık kimse özgür değildir. Özgürlük eğer tanımlanırsa esarettir. Bunu hâlâ bilmiyorlar. Bize küçük kafesler veriyorlar, sonra da o kafesin dünyamız olduğuna inandırıp özgürlük budur diyorlar. Siz bunun özgürlük olduğuna inanın. Ben kendimi gömene dek buna esaret demekten vazgeçemem. Ruhumdan da geçemem. O da yalnızlıktan yakınmaz; ama sessizce bana esaretinin bedelini ödetir. İnsanlar yoksa beni esir ediyor. Varsa da aklım esir ediyor. İkisini de memnun edemiyorum. Hayal de edemiyorum ne zamandır? Aklım artık ütopik bir insan bile çizemiyor. Sebebi nedir? Öldü mü tüm özgür ruhlar? Onlara bir tablo ayrılmazsa nasıl uyunur? İnsanlar hep koşuşturuyor, nereye ve neden bilmiyorum. Zahmetler ve görevler içinde sürükleniyor. Ne bu kargaşa diye soramıyorum, ona bile vakitleri yok. Çok hızlı konuşup çok hızlı hareket ediyorlar. Tıpkı özgürlüğünden bir haber çarkta koşan fareler gibi... Hiçbir şeye vakitleri yok, yanlarında durağan kalıyorum. Özgürlük hızda değil ki. Hız da değil ki...