Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, develer tellal iken, pireler berber iken…
Ben bağda üzüm bekler, derede odun yükler iken,biir varmışşş biir yokmuşş...
Ormanın derinliklerinde dört katlı çiçek bahçelerinin ortasına konuvermiş bir villa varmış.Bahçesinde rengarenk balıkların bulunduğu balık havuzundan , kocaman yastıklı salıncaklarına kadar birçok şey varmış.Bu villanın sahipleri çook çok zaman önce burayı terkedip gökyüzündeki bulutlara taşındığı için çevredeki hayvanlar yaşarmış bu villada.Sincaplar yaz boyunca fındıklarını bu bahçeye getirir , kediler , köpekler birlik beraberlik içinde birbirine saygı duyarak yaşarmış hep.Ama şehirde her şey bu kadar güzel ilerlememiş...
Bir gün şehirdeki denizde kocamaan bir kasırga oluvermiş bu kasırga iyilik yapan insanları bulutlara fırlatmış , bazı kötülük yapanları yutmuş , çocukları da bu villanın bahçesine kadar ormanın derinliklerinde gezdire gezdire getirmiş.
Çocuklar ağaçlarda kozalaklar görmüşler , çamlardan çalışkan arıların yaptığı çam ballarını yemişler , toplayabilen yüzen kestanelerden toplamış , bazı ailesinin sözünü dinlemeyen yaramaz çocuklaraysa ufak ufak dikenler batmış.
Kasırga çocukları çiçekli bahçeye bıraktıktan sonra çocuklar merakla etrafa bakınmış.Etrafta ki hayvanlar korkup yuvalarına kaçmışlar ama bir müddet sonra cıvıl cıvıl fısıldaşmaları duyulmuş.Korkusunu yenen sincaplar çıkmış , güvercinler ve serçeler merakla villanın çatısına konmuş , köpekler havlaya havlaya dans ederek , kediler mırıl mırıl , iki tane tilki gülüşerek çocukları karşılamaya gelmişler.
Bu kadar farklı canlı türünün birbirine zarar vermeden nasıl bir arada huzurla yaşadığına şaşıran çocuklar renkli balıkların olduğu havuza üşüşmüşler.Balıklar çok korkmuş bir araya toplanmış kocaman olup korkutmak istemişler çocukları.Derken çocuklardan en büyük olanı elini uzatıp rengaaarenkk güzel mi güzeel bir balığı kapıp elindeki mercekle balığı incelemeye başlamış.Balıklar korkudan havuzu taşırmışlar bazı balıklar dışarıya taşıp can çekişmeye başlamış villa sakinlerinden sözü geçen geyik uzaklardan gelip çocuğun eline kafasıyla ufak bir darbe atmış balık suya düşmüş.Çevredeki hayvanlar diğer balıkları kurtarmak için seferber olmuş kediler bile karınları tok olduğu için balıklara zarar vermemiş.Bunu gören çocuklar da aynısını yapmışlar zaman sonra tüm balıklar kurtulmuş.
Geyik balığı eline alan meraklı çocuğun yanına gitmiş çocuksa şaşkın ve endişeyle ona bakıyormuş."Biz burda birlik içinde ve birbirimize saygıyla yaşarız.Bize ayak uydurmayan bu bahçenin güzelliklerinden yararlanamaz eyy çocuk !" Demiş.Çocuk korkarak : " Ben ben sadece merak etmiştim neden geri attın onuu ? " Diye sormuş."O balığı masum bir niyetle de olsa yuvasından koparmak istedin ve az kalsın umudu yitiyor ölüyordu.Bir gün o balığın yerinde olacak olursan umudunu yitirmemelisin en zor zamanlarda bile bir şansın olduğuna inanmaya devam etmelisin.O balığında buna hakkı var işte bunun için attım." Demiş.O günden sonra orada birlikte birbirine zarar vermeden de yaşamanın mümkün olduğunu anlamışlar.Tekrar bir kasırga olmuş tüm çocuklar hayvan arkadaşlarıyla vedalaşıp evlerine dönmüşler ve saygıyla ciddiye alarak onları dinleyen ailelerine insanın da doğanın bir parçası olduğunu ve ona göre davranması gerektiğini öğretmiş bu küçük çocuklar... Veee o villadaki gibi çiçekler ekmişler gittikleri her yere , çiçekler içinde yaşamışlar hep.