Yüce Allah; varlıkların en şereflisi ve değerlisi olan insana akıl, irade, düşünme, anlama gibi bir çok yetenek vermiş, bununla yetinmemiş ilk insan Adem (a.s.)’dan itibaren son Peygamber Hz. Muhammed (s.a.s.)’e kadar insanlara peygamberler göndermiştir. “Andolsun, Allah, mü’minlere kendi içlerinden, onlara ayetlerini okuyan, onları arıtıp tertemiz yapan, onlara kitap ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulunmuştur. Oysa onlar, daha önce apaçık bir sapıklık içinde idiler.” (Âl-i İmrân, 3/164).
Yaratanı tanıyabilmemiz ve kulluğumuzu yerine getirebilmemiz O’nun emir ve yasaklarını, helal ve haramlarını, öğüt ve tavsiyelerini kısaca dinini öğrenebilmemiz için peygamberlerin rehberlik ve örnekliklerine ihtiyaç duyarız. Bizlere sorumluluklarımızı hatırlatan peygamberler insanlar arasından seçilmişlerdir. Yüce Allah’ın mesajını hayatlarına uygulamaları, onları örnek almamıza imkân verir. Ayette bu durum şöyle ifadesini bulur: “De ki: Eğer yeryüzünde insanlar yerine yerleşip dolaşan melekler olsaydı, elbette onlara gökten bir melek peygamber indirirdik.” (İsrâ, 17/95).