Pervânenin hikayesini bilir misin Havsa'm?
Pervâne uçabilmek için neler yaptı, bilir misin?
Bunları yorumlarken her defasında,
Sana daha da tutulmak nasıl bir his, bilir misin?
Pervâsız bir şem.
Şemden taşan yegâne sitemim var.
Ben miyim sebep?
Bu devirsiz dertte hapis olan.
Mahkumlar susun!
Konuşsun yargıtay!
Hüküm versin aklınca,
Akla ermeyen ânâ...
Bilmez yanar tutuşur bu denli dere.
İşitmez, kansız damarındaki öfke.
Kalsın!
Varsın konuşsun aklınca.
Anlamazki pervânenin ne denli yanmak istediğini.
Şeme vurulmuş bir kere.
Sonunda yanmak olsa da onu seçmiş ömrünce.
Ya ben kavuşayım, ya da kavuşunca öleyim...
Demiş ve öyle gitmiş.
Bir esinti alıp götürür şemin yanına.
Kavuşur sevdiğine pervâne.
Sarar kanatlarıyla ateşinde ki özlemi.
Sardıkça yanar, yandıkça kül olur bedeni.
Bakar şem, ağıt yakar ardından sevdiğine.
Ve o da hasretinden eriyerek toprak olur bu evrene.
Anlatamazsın bu hikâyeyi devri-âleme.
Senden bilirler de, seni bilmezler.
Bir pencere kenarında şem olmak mı dersin?
Yoksa bir pervâne olup yanmak mı?
Hangisi ey aşk!
Hangisi senin sevdân?
Dökülsün iki dudak arası yaprağından.
Süzülsün özlemin.
Gamsız olan gönlüne uçurumlar insin.
Sağnak sağnak aksın bu derdin.
Tutmasını da biliriz elbet.
Toplayıp savurmayı da.
Ama ben değilim ölü.
Sen ölmenin de ölüsü...
Unutur musun anlattığım gerçeği?
Yoksa saklar mısın, sen de ben gibi...
Gezegende sürünmenin adıydı çile.
Peki çile çekenlere ne denmeliydi?
Haftalarca uğraşmanın ardından,
Bir bahar açar kozadan.
Kozanın içinde âhenkle dans eden renkler vardır.
Renkler içinde bütünleşen bir bulut vardır.
Gökyüzüm vardır.
Her rengi bana açan ışınlar vardır.
Bir bütün hâle getiren bembeyaz güller vardır.
Öyle güzel çıkar kozasından.
Büyüler insanı.
Büyüler bedendeki ruhları.
Kalbim sana gelmek ister.
Fakat sen gelmeden nasıl girer ki içinden,
Bütünleşemeyen bedenden,
Nasıl sorar ki dert eden.
Sorsa hem, ne der?
Bir rüzgar essin meselâ.
Saçsın tohumlarımı gölgene kadar.
Orada büyüyeyim.
Orada açıp, orada öleyim.
Her baktığımda sana yeniden şükredeyim.
Şükürler içinde kâbuslardan sıyrılmalıyım.
Kurtulmak için senin yanında kalmalıyım.
Nolur bana git deme.
Kaldırmaz yoksa bu köklerim.
Kırılır, incinir, dağlar her tarafımı acı.
Sarar her aktığı damlası.
Dallarım sarsın senin kanatlarını.
Pir olalım be Havsa'm.
Bu cenderede birlikte sırlanalım...