Hikayede Okuyacağınız Kişiler ve Kurumlar Tamamen Hayal Ürünüdür. Tüm Bunlar Beynimin Birer Kurgusudur. Keyifli Okurlar..
Lise Bitmişti, Her Şeyin Sonuydu Artık. Platonik Olan Aşkım Başarısızlıkla Sonuçlanmış Olup Halen Devam Etmekteydi..
Lise 2. Sınıfta Başlamıştı Platonik Aşkım; Sınıfımıza Yeni Biri Gelmişti, Elif. Sınıfa İlk Girdiği An Sabah Güneşinin Yüzüne Vurması ve Hafif Rüzgarın Etkisiyle Saçlarının Dalgalanması Beni Derinden Etkilemiş Olup İlk Görüşte Aşka Çarpmıştım..
Kısa Bir Tanışma Merasiminden Sonra Bir Önümdeki Sıraya Oturdu. İşte Her Şey O Zaman Başladı Benim İçin. Her Sabah Onu Gördüğümde Güler Yüzle ve İçten Verdiğim "Günaydın"lar, Arada Yaptığım Ufak Sürprizler Onu Hiç Etkilememişti.
Hiç Bir Zaman Tam Anlamıyla Açılamamıştım Elif'e Hep Bir Adım Geri Attım. Korkuyordum, Onu Tamamen Kaybetmekten. Böyleyken En Azından Konuşabiliyoruz, Eğer Ona Karşı Hissettiklerimi Söylersem Ne Der Ne Tepki Verir Hiç Bilmediğim İçin Hep İçimde Sakladım Onu.
Yıllar Boyu Bu Böyle Devam Etti..
Lisenin Sonlarıydı, Artık İyice Düşünmüş Kararımı Vermiştim Elif ile Konuşacaktım. Tüm Cesaretimi Toplayıp Provalar Yaptım Ama Heyecandan Elime Yüzüme Bulaştırıp Her Seferinde Usanmadan Bıkmadan Devam Ettim Provalara.
Konuşmalarımız Sırasında Tam "Artık Söylemeliyim" Dediğim Zamanlarda Her Şeyi Unutmuş Oluyorum. Saçma Bir Şeyler Söyleyip O Konu Üzerinden Sohbet Açıyorum. Bu Halime Her Seferinde Gülmüştü, Kahkahayla..
Kahkaha Atışı; Beni Benden Alan Benliğimi Öldüren Başka Bir Kişilik Gibiydi. Sanki O An Etraftaki Herkes Kaybolmuşçasına Kimseyi Umursamadan Kendimi Onun Kahkahasının İçerisine Atıyordum. Öyle İçten Gülüyordu ki Ona En Kötü Şeyi Yapsanız Bile O Gülüşünden Hiç Bir Şey Kaybetmezdi.
Okul Sonu Gelmişti, Aldığımız Başarılı Notlarla Birbirimizi Tebrik Ediyorduk. Elif Sınıfta Yoktu, Karneler Alındıktan 5 Dakika Sonra Elif Elinde Karnesiyle Bana Doğru Koştu ve Sıkıca Sarıldı. Ben Ne Olduğuna Bir Türlü Anlam Verememiştim ve Çekiniyordum.
Öyle Çok İstedim ki Ben de Ellerimle Onun Belini Sarıp Sıkıca Sarayım Fakat Olmadı, Yapamadım. Kulağıma; "Her Şey İçin Teşekkür Ederim" Deyip Beni Bıraktı. Öylece Ona Bakakalmıştım, Dilim Tutulmuşçasına "Rica Ederim" Diyebildim Sadece.
Ertesi Günün Akşamı Mezuniyet Vardı. O Gece Hiç Uyumadım, Uyuyamadım. Sabaha Kadar Prova Yaptım, Belki Yüz Belki Binlerce Kez..
Bu Sefer Kararımı Vermiştim; Elif'i Dansa Kaldırıp O Sırada Her Şeyi Ona Söyleyecektim. İyi Fikirdi Evet, Ters Tepki Verse Bile Bu Onu Son Görüşüm Olacaktı. En Azından O Şekilde Kendimi Teselli Ediyordum.
Sabah Kalktığımda Üzerimde Tarif Edemeyeceğim Kadar Çok Mutluluk Vardı. E Haliyle Birazda Yorgunluk, Fakat Mutlu Olduğumdan Yorgunluğumu Es Geçmiştim.
Evin İçerisinde Sanki Çiçek Saçıyordum Her Yere, Annem Bunu Farketmiş Olmalı ki; "Hayırdır Oğlum Ne Oldu ?" Deyiverdi. "Hiç Anne, Babam Nerede ?" Deyip Geçiştirdim Onu.
Az Sonra Babam Çıkageldi, Pazar Günü Olduğu İçin Mezuniyet İçin Yapacağım Alışverişte Babam Bana Eşlik Edecekti.
Neşe İçinde Hep Birlikte Kahvaltı Yaptık. Kahvaltıdan Kalktıktan Sonra Kardeşim Ece (11 Yaşında); "Abi Banada Bir Şeyler Alır Mısın" Deyip Boynuma Atladı. Kucağıma Alıp Yanağından Öptükten Sonra "Tabi ki Prensesim, Ne İstersin Bakalım" Dediğimde Gözümün İçine Öyle Bir Baktı ki Demek İstediğini Anlamıştım.
Babamla Birlikte Yola Koyulduk, Arabanın İçerisinde Dışarıya Bakıyordum. Güneş Sanki Benim İçin Doğmuştu Öyle Işıltı ve Güzellik Saçıyordu ki Herkes Mutlu Görünüyordu Gözüme. Belki de Akşam Elif'e Diyeceklerim İçin Mutluydum ve Herkesi de Öyle Görüyordum.
Bunu Zaman Gösterecekti..