Artık öğrendim. Zamanı gelmeden açacak güneşi, çiçekleri, gülücükleri alternatiflerine değiştiğimizde kaybediyoruz. Yani sabırla beklemeyip, erkenden elde etmeye çalıştığımızda kaybediyoruz elimizdekileri de. Bulduğumuzu sanıyoruz aradığımızı fakat sahte olduğunu, yalanlara aldandığımızı biz bizi kaybetmeye yakınken anlıyoruz. Kendiliğinden açan her güzellik bizim içindi, doğru olandı, doğal olandı, gerçek olandı imkânı yoktur ki, tekrar gelsem dünyaya sabır taşı olmayı seçerdim daha az yanardı başım. Tekrardan başlasam kurtarabilir miyim kendimi? Yeni sayfa açsam, bulabilir miyim kendimi, bunca yaranın üzeri kapanır mı, izi kalmış kalem çizgisi gibi kalbimde ki çizikler kaybolur mu? Hatalarımı telafi edebilir miyim? Affedilebilir mi bazı şeyler. Sabretmeyi öğrensem tekrar açar mı güneş bana. Yeşerir mi çiçekler, gelir mi yazlar, doğar mı fırsatlar tekrardan. Sevilir mi bu kez bu âciz kul. Denemeye değer mi be. Değer mi bunca zaman fırsatlar doğmadan, doğmayacak fırsatları yakalama peşinde yıpranmışım. Kazanamayacağım şeyleri kendime elde etmeyi şart koymuşum. Haşa ve kella putlaştırmışım farkında olmadan kendime bana ait olmayan dünyalıkları, kendime bile hükmedemezken hükmetmeye çalışır olmuşum. Para, mal, mülk, aşk bunlar için endişeler, korkular duymuşum hepsi boş, boş, boşmuş meğer. Zaten zamanı gelince olacakmış zaten ben erkenden kendimi mezara gömmüş oldum. Böyle dert yanmayla varılmaz biliyorum. Olumsuzluklara sarılıp yaşanmaz biliyorum, güneşin doğduğu yer sabittir biliyorum, tersine yaşamak kurtarmaz biliyorum. Ve bismillah deyip, yeni defter açıyorum. Eywallah.