Yüce kitabımız Kur’an, sabretmeyi sürekli telkin etmekte ve mükâfatının büyüklüğünden bahsetmektedir. Bu, sabrın mü’minin hayat tarzı olması gerektiğini gösterir. Çünkü insanın dünya hayatında yüklendiği sorumluluk ağırdır. Kişinin bir taraftan dış dünyada hak ve hakikatin insanlara ulaştırılması için önüne konulan engelleri aşması, diğer taraftan da iç dünyasında nefsin ve şeytanın tahriklerini göğüslemesi gerekmektedir. İşte bu zorlukların altından kalkabilmesi için, insanın sabırla donanması gerekmektedir. Bu sebeple Yüce Rabbimiz bizlere sabrı tavsiye etmektedir: “Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allah’tan yardım dileyin. Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir.” (Bakara, 2/153) Sabır başta peygamberler olmak üzere hak ve hakikat erlerinin en temel vasıflarındandır. Birçok ahlaki vasıf sabır sayesinde kazanılır; Müslümanca yaşamanın gerekleri sabırlı olmaya bağlıdır. Nitekim Hz. Peygamber, “iman nedir” sorusuna “sabırlı ve hoşgörülü olmak” cevabını vermiştir.