İbni Mes’ûd Radiyallâhû Anh Buyurdu ki; Bir Adam Bir Kadınla Zina Eder ve Sonra Onunla Evlenirse, İkisi de İlelebet Zina Üzere Bulunurlar.
Bu, Bâzı Âlimlerin Sözüdür. Musannif Rahimehullâh Bunu İhtiyat İçin Seçmiştir. Îmâm-ı Ebülleys Rahmetullâhi Aleyh Der ki; Zina Ettiği Kadınla Evlenmek Hususunda Âlimler Ayrı Ayrı Söylemişlerdir. Bâzıları Câiz Değildir Demişlerdir Ama Büyük Ekseriyet, Câiz Olduğunu Bildirmişlerdir. Biz de Bunu Alırız. Çünkü Abdullah b. Abbâs Radiyallâhû Anhüma’ya, Zina Ettiği Kadınla Evlenmek Nasıl Olur Diye Sorulduğunda, “Evveli Sifâh = Zina, Sonu Nikâhtır. Harâm, Helâli Harâm Kılmaz.” Buyurdu. İbni Mes’ûd Radiyallâhû Anh’ın “Onlar İlelebet Zâni Olarak Kalırlar” Sözü, Zina Muhabbeti ile Evlendikleri Zaman, Sanki Yaşadıkları Müddetçe Zina Etmiş Olurlar Demektir. Menbau’l-Âdâb’da da Böyle Yazıyor.
Bu Sözün İbni Mes’ûd Radiyallâhû Anh’dan Sâdır Olması, Tehdit İçin ve İnsanları Zinadan Men’ Etmek İçindir. Yoksa Nikâhı Câiz Olmaz Demek Değildir. Murâdının Şöyle Olduğu da Söylenebilir; Böyle Evlenenler, Çoğu Zaman, Cimâ’ Esnâsında Zina Yaptıkları Zamanki Hâllerini, Muamelelerini Hatırlayıp, O Lezzeti Bulmak ve Bu Hâlde O Lezzete Râzı Olmuş, Onu Beğenmiş Olurlar. Böylece, Tevbelerini Bozmuş Olurlar. Çünkü Zinaya Rızâ Zinadır. Nitekim Küfre Rızâ Küfürdür. Bir de, Murâdı Şöyledir de Denilebilir; Bu Şekilde Evlenenlerin Tevbesi, Hakîki Bir Tevbe Olmamıştır. Yoksa Tevbelerinin Kabûl Olmadığından Korkup, Allahû Teâlâ’dan Hayâ Edip, Bir Araya Gelemezlerdi. Günâhına Tevbe Etmeyenin ise, Tevbe Etmesi Her Ân Üzerine Borçtur.
[Şir’ât’ül-İslâm Şerhi, Sayfa: 432, 433.]