Sadece huzurlu bir hayat, huzurlu bir aile, huzurlu bir gün, huzurlu yaşam istedik. Tüm çabamız, tüm gayretimiz, tüm yollarımız bunun içindi. Gözlerimiz köreldi bir zaman sonra, yollarımızdan saptık ister istemez. Farklı kişiler, farklı deneyimler ile karşılaştık. İyi kötü şeyler karşıladı bizi tabii biz bilemedik, anlayamadık. Hoşumuza giden, karşısında hayran kaldığımız farklı zamanlar oldu. Öğrendik ki sonra; bunlar aldatıcı, geçici, tuzak şeylermiş. Gerçek mutluluğu, huzuru, sevinci buralarda aramış, kendimizi kaptırmış, kendimizi inandırmışız yıllarca. Ne kadar acıdır ki; pişmanlık, üzüntü, keder bağlamış duygularımızı, umutlarımızı, beklentilerimizi, mutluluklarımızı, huzur arayışlarımızı. Bu zamana kadar pişmanlıkları ile yaşadık aradıklarımız yerine. Ve yine öğrendik ki, bazı şeyler sabır, anlayış, dikkat ve doğal olmayı gerektiriyormuş. Sabır. Sabır. Sabır! İstemek yeterli değildir evet. Eylem gerektirir. Risk gerektirir, güven gerektirir, güç kuvvet gerektirir, Dikkat gerektirir. Ama aynı delikten devam edilmez. Aynı hatalar tekrar edilmez, aynı başarısızlık ile kalınmaz. Biz en büyük hataları burada yaptık. İçimizde derine şüphe hissettiğimiz yola devam ettik. Ömrümüzden ömür, sağlığımızdan sağlık, duygularımızdan birer parça eksilttik. Değdi mi? Bunu okuyan sevgili okurum! Bu yazı çok iyi veya çok kötü hiç önemli değil. Buradaki anlattıklarıma odaklan, anlamaya, empati kurmaya, ve hayatında dikkatli, sabırlı, doğal olmaya önem göster. Senin canın 5 kuruşluk veya kasaplık değil. Kendini küçük görme, bana bir şey olmaz zaten olacaklar oldu deyip geçme! Sevdiklerin için, sevenlerin için, kendin için Sana ait hissetmediğin yolların yolcusu olma. Kendin ol, kendi kendinin yolcusu olmaya bak. Emin olduğun seçeneklerde takıl. Ait olduğun yerlerden uzaklara göz dikme. Buradaki anlatılan pişmanlıklar biraz olsun sana anlatmak istediklerimi karşılamıştır diye umut ediyorum. Eywallah.