SAPYO'LUĞUMUZA AĞIR İHANETTEYİZ

Doğrusunu istersen güzel kardeşim,bugüne kadar bir çok kadınla birlikte oldum. Kimisi çok güzel,kimisi çok zeki,kimisi gizemliydi. Ancak benim için kadınlar iki kategoriye ayrılırdı güzel veya zeki. Bu kadar. Yani hem sapyoseksüel hem de libido düşkünü bir insan olduğumu düşünebilirsin ve bunu düşünmekte sonuna kadar haklısın. Ne güzellikten ne de zekadan nasibini almamış kadınlarla hiç bir şekilde ilgilenmiyorum zaten. Bir kadın eğer sadece güzelse ki muhakkak bunu ona benden önce söyleyen binlerce erkek olmuştur,ona yaklaşmak benim için çok kolaydır. Zaten bugüne kadar yeterince pohpohlanmış egosuna güzelliğine biraz daha atıfta bulunmak. Güzelliklerinin esiri olmuş kızlara bir yandan acıyorum çünkü bir çoğu kendilerine hayatta seksepalite ve güzellikten başka bir şey gerekmediğini düşünüyor ve maddi manevî tüm yatırımını bedenine yatırıyor. Ve yaşlanıp artık ellerinden bir şey gelmediği zamansa koca bir hayatı,güzelliği tüketmenin haklı pişmanlığını yaşıyorlar. Tek bir koz kalıyor ellerinde. Çocuklaşmak... Çocuk gibi şımaran,ilgi isteyen,sürekli huzursuzluk çıkaran bir insanın hayatına biraz daha derinden bakarsan elinde bunlardan başka malzeme olmadığını çok net görebilirsin. Sönmüş güzelliğinin ve ilginin hıncını huysuzlukla çıkarırlar genelde.

Oysa zeki dediğim tayfaya gelince bunlarda kendi içlerinde bölümlere ayrılıyor. İnanmazsın bazen günlerce psikoloji çalışıyorum,bazen bing bang üzerine tezler yazıyorum,bazen en iyi resim kurslarına gidiyorum,bazen de gelmiş geçmiş en iyi şairleri cebimden çıkarıyorum. E takdir edersin ki bunlar hayli zaman,çaba ve para gerektiriyor. Ama daha kayıtsız kalanını görmedim. En cool,en bilgili,ulaşılmaz dediğim kadının bile sadece kilidinin nereden açıldığını bulmama bakar. Sonrası kolay. "Sana gerçekten inanmıyorum. Tüm bu saçmalıklara sadece o kadınları yatağa atmak için mi katlanıyorsun. Bunun için aklını yitirmiş olman lazım". Bu konuda seni referans alacağımı düşünmüyorsun herhalde. Evliliğinde heyecanı yüksek tutmanın tek yolunun karına saten gecelik almaktan geçtiğini düşündüğüne eminim. Aslında evet,hepsiyle derdim belli ancak bana getirilerini de göz ardı edemem. Zira bir akademisyenden çok daha fazla şey biliyorum.

Ancak bir kadın var ki. Tüm kalıplarımı yıkmak üzere. Kırk yaşındayım. Ve dedigim gibi şu yaşıma kadar benim için güzel ve zeki olarak ikiye ayrılıyordu. Sanki yazılı olmayan bir kuralmış gibi. Güzeller güzelliğine,bedenine güvenmeyen zekasına yatırım yapıyordu. Ancak bu kadın çok farklı. Görünüşte çokta güzel görünmemesine rağmen,tavırlarıyla,bakışlarındaki derinlikle,ses tonuyla sanki beni güzel kabuk etmek zorundasın diye bağırıyor. İlk defa güzellik görecelidir kavramına inanmalı mıyım bilemiyorum. Ve daha da fenası kadını tanımlayamıyorum. Kendisi ilkokul mezunuymuş. Ancak bilimden edebiyata kadar bir çok konuda bir fikri var. Zaten fikri olmadığı konularda da bilmiyorum deyip köşesine çekiliyor. Düşünebiliyor musun? Bilmiyorum diyor. Oysa ben sırf bu kelimeyi kullanmamak için kendini ne rezil duruma düşüren onlarca insan gördüm. Tam olarak neye çalışacağımı bilmiyorum. Çünkü o da kendini tanımlamıyor. Hatta tanımlar,sıfatlar en nefret ettiği şeylermiş. Ona göre insanlar kim olduğunu bulmaya evrilmeye gelmiş varlıklardır. "Ben buyum" diyen insanın cehaletine ve kendisini kapatmasına tiksinerek bakıyor resmen. Ona göre,insanın bu cümleyi mezarda bile söylemeye hakkı yok çünkü daha ebedi hayatta görüp tanıyacağı milyonlarca durum var. Kadına nereden yanaşmaya çalışsam beni geri püskürtüyor. Bir keresinde bana şöyle demişti. Aşk dediğin şey heyecan halinin bir ömre uydurulmaya çalışıldığı saçma sapan bir durumdan ibarettir. Ben birlikte yürümeye inanıyorum. Eğer bir insanla birlikte yürüyebileceğine inanıyorsan o zaman adına ilişki dediğiniz şeye başlayabilirsiniz. Ancak,aşık oldum evlenicem derseniz hayatınızın aptallığını yapmış olursunuz " . Öyle bir hırs,o kadını öyle bir elde etme arzusu bürüdü ki gözümü,ne söylediğimin,sonunun nereye gideceğinin farkına varmadan "seninle yürümek istiyorum" dedim. Ancak onun cevabıysa " saçmalama, sen benimle yürümek falan istemiyorsun. Sen beni sadece merak ediyorsun. Daha önce de dediğim gibi insanlar kendilerini kalıplara sokmaya bayıldıkları için,senin gibi çakalların onlara nereden yaklaşacağını kestirmesi zor olmuyor. Ağınıza düşürdüğünüz tüm kadınlarsa sizin o kadını tamamen çözeceğiniz,merakınızı gidereceğiniz süre zarfında kendilerini dünyanın en mükemmel,en özel kadını zannediyorlar. Sonrası tabi uzun depresyon süreçleri. Kendini kalıplarla kapatmış bir insana hiç kimse kendisinden daha fazla zarar veremez. Çünkü ona göre öğrenilmesi gereken öğrenilmiş,akla gelebilecek tüm deneyimler tadılmış,dünyanın en büyük acıları kendisi tarafından yaşanmış ve artık o kişi mutluluğu hak etmiştir. Kiminle istersen muhabbet edebilirsin. Sana aşağı yukarı ufak farklarla hepsi aynı hikayeyi anlatacaktır. Oysa,bu zavallılar kendini herşeye ve her deneyime açmanın özgürlüğünü asla anlayamayacaklar. Koca bir ömrü apar topar kırk seneye sığdırmaya çalışandan daha aciz bir varlık olabilir mi?"

Yani ,işte böyle dostum. Bu kadın ilk defa tensellikten uzak bir şekilde saatlerce sohbet etmekten de inanılmaz keyif alınacağını gösterdi bana. İlk zamanlar tek hedefim senin tabirinle onu yatağa atmakken,şimdi sadece ve sadece onu dinlemek istiyorum. İlk defa bir kadından cinsellik dışında bir şeyler almaya çalışıyorum. Meğer biz erkekler ne kadar zayıf,aptal varlıklarmışız. Kadınları yıllarca cinsel obje olarak gördük,onları kapattık,bizi tahrik ettikleri için linç ettik,taşladık. Kim bilir yüz yıllardır bu kadın gibi kaç cevher bizim nefsimize düşkünlüğümüze kurban gitti. Oysa onlar geleceği doğuran yetiştiren insanlar. Şimdi bu kadının bir çocuğu olduğunu düşünsene. Ve bunlar gibi onlarca pırlantanın. Nasıl temiz bir dünya kurulurdu. Ama kadınlarda da suç var. Biz yıllarca onları cinsel obje olarak kullandık,çocuk yaşta evlendirdik,direnme,fikirlerini beyan etme hakkı vermedik. Ancak yerleştirilmiş algı mı bilmiyorum,şimdi kadınların bir çoğu kendini pazarlamanın derdinde. Yoksa televizyonda,dergilerde,internette verilen o seksi,şuh pozların başka bir anlamı olabilir mi? En entellektüel görünen kadın bile güçlü erkek,zayıf korunmaya muhtaç kadın dizilerini ağızları açık seyrediyorlar. Oysa zekâlarına ve kişiliklerine yatırım yaptıklarında neye dönüşeceklerini bilseler yine de böyle boş bir hayat sürerler mi acaba. Amaaaan ne söylüyorum ki. Sanki biz erkekler dünyayı çok yaşanılır kıldıkta kadınların temebelliğinden dem vuruyoruz. Önce insan olmayı kavrayamadığımız sürece bu ayrımın dipsiz kuyusuna düşeceğiz..